27 Mayıs 2010 Perşembe

Tabiki muhteşemdi...

O güçlü muhteşem sesin ardından bana göre tek kusur , benim çekim yapamayışımdı. O da elimdeki mini mini yani minicik fotoğraf makinesiyle çekim yapmaya çalışmamdan kaynaklandı. Oysaki onun işi fotoğraf çekmek , gücü mü yeter çekime ama şansını denedi...

Bir de böyle durumlarda profesyonel kamerayla çekim yapsanız bile , inanılmaz sinir bozucu olan bir durum vardır. O da birilerinin o koca kafasını kameraya illaki sokmak istemesidir. Görüntünün en güzel anında koca bir kafa ya da gövde , görüntüyü olduğu gibi kapatıverir. O an “ çekmeye devam etsem mi , kessem mi ” diye bir kararsızlık ve sinir harbinin yaşanıldığı andır. Yapılan çekimin bütün büyüsü bozulmuş gibidir ama buna da engel olmak , kolay olmasa gerek. Hem hepimiz istemeden de olsa , birilerinin çekimlerine mutlaka engel olmuşuzdur . Halbuki otur yerinde , adam gibi izle işte değil mi , ne işin var kalkıp gezersin , oraya buraya koşarsın , anlamam ki ...

Başka bir durumda , herkesin kendini şarkıya verdiği , birlikte eşlik ettiği anlardır ve çok da keyiflidir. Herkes tek yürek gibidir. Ama birileri vardır ki , en duygusal anlarda bile kalkıp kendini göstermek istercesine oynar durur. O koskoca konser alanında bir ya da iki kişidir böyle kendini kaybedip , göze batan... Oynar oynar , kıvırır kıvırır odak noktası olmaya çalışırlar. Hani kimileri de kendini hiç tutamaz sahneye atar ya , bu da onun bir adım öncesi gibidir. En çok ben eğleniyorum demek midir anlamı , nedir anlayabilmiş değilim. Ne yani , biz mi beceremedik eğlenmeyi ? :))

Neyse herkes istediği gibi eğlensin , bende çok eğlendim , işte acemi çekimlerimden...

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Zamanın Eli ve Funda ...

Uzun zaman olmuştu böyle bir etkinliğe gitmeyeli. Biraz zor ikna edilmiş olsam da , Funda Arar hayranı olarak bu kez böyle bir fırsatı kaçırmak istemedim. Biletler alındı ve akşama heyecanlı bekleyiş kaldı. Gerçi konserlerdeki itiş kakışı sevmem ama sonuçta her değişiklik güzeldir...

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Sitem Yapmayın !!!

Benim için de bir yazı yazar mısın? dedi , en iyi aile dostum. “ Yazarım elbette ama sende bana anlayış göstereceksin ” dedim bende . Yazacağıma çok ihtimal vermedi ama ben hemen yazdım. Bu “ sitem ” konusu zaten çok uzun zamandır aklımda olan ve söylemek isteyip söyleyemediğim şeyleri biriktirmişti içimde.
.
Biliyorum , ben hayırsızlık etmiştim ve sonuna kadarda sitem yapmaya hakkı vardı. Ama ben böyle bir konuda haklı olsam bile , sitem yapmıyorum , yapamıyorum . Yapsamda şaka yollu takılıp asla kırıcı olmamaya , karşımdakini anlamaya çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki herkesin birşeylere yetişme çabası var. Bu arada ihmal ettiklerimiz de… Kafamızda öyle çok düşünce var ki , paylaştığımız ya da paylaşamadığımız , çözdüğümüz ya da çözemediğimiz...Bunları ne sıraya koyabiliyoruz , ne de araya sıkıştırabiliyoruz. Hata yapıyoruz biliyorum ama istemesekte yapıyoruz işte...
.
papatya Oysaki herkesle kolay kolay kurulamayacak türden ne sağlam , ne iyi dostlarımız var ve de iyi ki varlar dediğimiz . Peki şimdi ne oluyorda , birbirimize hiç zaman ayıramıyoruz hatta arayamıyoruz ? İşte bu noktada “ sitemler ” başlıyor. Biz geldik , siz gelmediniz de , biz aradık siz aramadınız da vs vs vs... Sonu yok inanın , yeterki siz sitem yapmak isteyin. Oysaki söylediklerinin aynısı hepimiz için geçerli , tek tarafa yüklenmek ne kadar doğru bilmiyorum. Tamam , bir taraf daha çok düşünmüştür , daha çok zaman ayırmıştır sürekli aramıştır sormuştur , bunu kabul ediyorum ve takdir de ediyorum ama bu diğer tarafın seni düşünmediği , istemediği , sevmediği , önem vermediği anlamına gelmemeli. Dostluklarda , tüm uzaklığa rağmen hissettiğin bağ çok kuvvetliyse bu işin , seni beni olmaz. Olsa zaten bunun adı dostluk olmaz. Kaldığı yerden sürüp gitmez , kopukluklar yaşanır arada buz dağları olur. Oysa bizler hiç birşeyi kaybetmeden aynı sıcaklıkta , aynı yerden devam edebiliyoruz , sadece arada kaybettiğimiz zamana söylenerek...
.
Ama bunca hayırsızlığıma rağmen beni yine de seven, aramayı ihmal etmeyen , gelen can dostlarıma , sizleri çok seviyorum diyorum. Bakmayın siz bana , benim kafam yerine pek gelmiyor , herşeyi dert edinince düşünecek şeylerim de hiç bitmiyor. Ama bilin ki kalbimde özel bir yeriniz var . Bana birazcık kızsanızda sevdiğinizi biliyorum . Ve diyorum ki ; “ Ne olur , ne olur sitem yapmayın ! haklısınız biliyorum , ama bilin ki takılmışımdır birşeylere , sadece sitem yapmayın yeter… ”

21 Mayıs 2010 Cuma

Polensel ...

Son birkaç gündür rüzgarın etkisiyle artan polen dalgası beni perişan etti. Hani neredeyse evden çıkmama kararı aldıracak kadar. Durum böyleyken yarım saat çıkmak bile yetiyor. Anında ardarda hapşırma , burun , boğaz ve kulakta kaşınma , sürekli burun akıntısı ve en kötüsü de gözlerdeki kaşınma ile batma hissi. Bu şekilde olmak , bir süre sonra nefes almada da zorluk yarattığından , kapalı alanlarda kalmayı tercih ediyorum. Çünkü bir süre sonra etkisi azalıyor ve rahatlıyorsun.

Şu aralar hava gayet serin de olsa ben hiç şikayetçi değilim. Çünkü ara ara yağan yağmur , bütün polenleri yere yapıştırıyor. Sarı sarı lekeler oluşturuyor yollarda , bende çaktırmadan gülümsüyorum. Polenlerin , doğaya katkıları asla göz ardı edilemez , sonsuz güzelliklerin nedenidirler ama diyorum ki ; çabucak tozlaşsalarda , bizim gibi yüzlerce kişi de bu sorunları yaşamasa...Bizde doyasıya baharı yaşasak ...

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Ve... hayat devam ediyor...

Herşeye rağmen hayat devam ediyor ve etmek zorunda da... Büyük üzüntü ve sıkıntılarla atlattığımız şu 4 günde , artık biliyorum ki ; O çok huzurlu ve mutlu , çünkü acıları sona erdi . En güzel yere ulaştığına da yürekten inanıyorum .

Keşke gitmeseydi ” , “ keşke hep birlikte olsaydık ” ,
keşke , keşke biraz daha kalabilseydi ” dedik ama kim istediği kadar kalabilmiş ki ? Sorsak , ister miydi ? ASLA... Zaten er ya da geç hepimiz büyük acılar yaşayarak ya da yaşatarak aynı yoldan gitmeyecek miyiz ? Hem gözyaşlarımız gidenleri geri getirebilseydi , giden olurmuydu ? Mümkün değil işte !

Her ne kadar kabul etmek zor olsa da , doğum kadar , ölüm de hayatın kaçınılmaz bir gerçeği. Ama acı … Allah , hiç kimseye sevdiklerinin acısını yaşatmasın , geride kalanlara da sabır , sağlık ve uzun ömür versin , diyorum. Mekanın cennet olsun melek kalpli Samiye annem , seni çok seviyorum.