Yazmadan geçemedim , gündemimiz boyacı. Küçük bey artık ergen ya , odasında değişiklikler istiyor haklı olarak . Bizde boya işinden başladık ama gülsem mi ağlasam mı bilemedim.
Hani öyle ev işi filan yapmayı sevmem derim ama titizimdir , düzen hastasıyımdır. Zaten bu yüzden sevmiyorum. Çünkü çok inceliyorum. Temizlik yaptığım zaman da gözüm aksi bir hareketi görmüyor , anında terse bağlanıyorum. " Şunu yapmayın , bunu yapmayın , dikkat edin , toplayın , düzeltin , dökmeyin" şeklinde sesler yükselmeye başlıyor benden. Nasıl olsa düzene sokan temizleyen var diye hiç kimse yapılana saygı duymadan bozunca sinirleniyorum doğal olarak. İşin ucu kaçıncada boşveriyorum uzun süre kendime gelip toplayasım gelmiyor .
Neyse , bu sabah boyacı geldi adam gayet rahat. Sokaktan geldiği terlikle hoopp eve dalıverdi , ayy dur yok filan duymadı bile. Zaten halıları kaldırmıştık ama yine de sokakla bir tutulur mu? İnşaat muamelesi yapıyorlar resmen . Boyanacak odada da sadece yatak var odanın ortasında , bir de kaldırıp atılması gereken bir halıfleks. Özellikle kaldırmadım ki boya dökülürse zemin temizlemekle uğraşmayayım diye. Adam iki arada bir derede falçatayla halıyı kesip yatağın üzerine koymasın mı . Oğlumun gözlerinden çıkan ateşi görmeliydiniz nasıl sinir oldu adama anlatamam.O an göz göze geldik ama gülsem bir türlü gülmesem bir türlü. Adam ne yapsa gözüne battı " Onu kırdı , bunu böyle yaptı , herşeyi pisletti "dedikçe , dedim ki " hımm temiz tutmuyor , yapmıyor ama armut dip meselesi galiba rahatsız oluyormuş en azından :)) "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder