16 Kasım 2009 Pazartesi
Ağır gelmez ...
2 Ekim 2009 Cuma
Çok oldu , biliyorum...
Ama gördüm ki , beni özlemişsiniz bunu görünce bende sizleri özlediğimi anladım. Bu şimdi yazmaya başlamak mı bilemiyorum ama artık bunları yazmalıymışım gibi hissettim. Hatta uzun bir aradan sonra , çok bile yazdım . Şimdi mi ? Hafta sonu için İstanbul 'a gitme planı yapıyorum . Tabiki de yine kafam karma karışık . Çünkü , okulun ilk haftası oluşu nedeniyle öyle çok işim var ki ... Gidersem , önümüzdeki haftanın bedelini ağır ödeyeceğim . Bu yüzden de bir yanım gitmek isterken , diğer yanım otur evinde "ne işin var , işlerini bitir " diyor. Ama ben diğer yanımı dinlemeden , içimi kıpır kıpır eden , gitme fikrine uyacağım. Bakalım damarımdaki virüse karşı koyabilecek miyim ? Bir de cadıma :))
Hepinizi seviyorum , ister okuyun ister okumayın , ister yorum yazın ister yazmayın , seviyorum işte... Çünkü yüzümdeki tebessümün , sebebisiniz...
9 Eylül 2009 Çarşamba
Ateş ve Suyun Aşkı...
Sevdalanmış onun deli dalgalarına
Hırçın hırçın kayalara vuruşuna
Yüreğindeki duruluğa
Demiş ki suya ; Gel sevdalım ol
Hayatıma anlam veren mucizem ol
Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa
Al demiş ; Yüreğim sana armağan...
Sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca
Kopmamacasına, kopmamacasına
Suyun yüreğini ateş alır olmuş
Şarkı burda bitiyor , peki ama ya sonra ne olmuş derseniz ?
Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de
Yüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su...
Ateş durmuş , susmuş , sönmüş aşkıyla.
Ateş sudan , su ateşden kaçar olmuş...
Ateşin yüreğini sadece su ,
Suyun yüreğini sadece ateş alır olmuş...
.
7 Eylül 2009 Pazartesi
Tek kayıp balık , Nemo değil !!!
Geçen akşam aile bireylerini bizde toplayarak iftar yemeği yedik. Ana menümüzde mısır çorbası , ızgara çupira , fırında erişte , vs, vs...vardı. Diğer ayrıntıları geçiyorum . Çünkü olay balık kısmıyla alakalı.
Her birimize ızgara balık siparişi verdik. İftar vaktine balıklarımız yetişti. Herkes balıklarını aldı ama bir tanesi eksik . En sinir olduğum şey... İçin için eşime "eksik sipariş etmişsin" diye söylenirken eşim "ben tam sipariş etmiştim" diye inat edince , bu sefer top balıkçıya geçti , herhalde o yoğunlukta atladı diye düşündük. Neyse o gece bu konu böylece kapandı . Ertesi günnnn , balığın kokusu çıktı. Hem de ne koku !
Eşim ve kardeşi balıkları almaya gittiklerinde paketin biri yana kayarak , koltuğun arasına girmiş. Eşimin kardeşi de o gün arabayı otoparkta güneşe park edince camları açık bırakmış . Veee iştee kayıp balığın ortaya çıktığı an , bu an. Tekrar arabaya döndüğünde , bi de ne görsün ? Arka koltukta 4 -5 kedi , paketi parçalamış , balığı didik didik etmiş , yemiş , arabanın içine etmiş , yemiş arabanın içine etmiş :)))) Tam bir faciaa !
Tabii , araba doğrucaaa iç yıkamaya gitmiş ama o koku çıkmamış ...Yani o kayıp balık , kedilerin kısmetiymiş meğer...Eşimin kardeşi mi ? " Oto yıkama parasını çatır çatır alırım abiiii " diye veryansın ediyormuş. Haklı ama ne diyim :))
3 Eylül 2009 Perşembe
Power point sunusundaki müziği beğendiysek ...
31 Ağustos 2009 Pazartesi
Mesai tatiliiiii...
Aslında benim için gerçek tatil yarın başlıyor , çocuklar gibi heyecanlıyım . Ne tatili mi ? Mesai tatili tabiki. ( aaa çıldırmış olmalı !) Yarın sabah kalkıp okuluma gideceğim ve güne değişik bir yerden başlamış olacağım . Ve nihayet 60 günün sonunda , sabah uyandığımda hiç birşeyi toparlamadan evden çıkmış olacağım. Dert değil , dağınık kalsın , gelince yaparım ama sabahları hep aynı şeyi yapıyor olmanın getirmiş olduğu o ruh hali beni bitiriyor. Ve belki de ilk kez bir yaz tatilinde bu kadar sıkıldım. Bir türlü geçmek bilmedi. Düşünsenize hergün aynı şeyleri yap yap yap nereye kadar , valla kusasım geldi artık. Tipik bir ev kedisiyken neredeyse ev fobisi geliştirmeye başlayacağım. Herkes sürekli bir şeyler istiyor ve bana " sen ne istiyorsun ? " diyen yok.
25 Ağustos 2009 Salı
Var da var...
Ve tüm bunlara rağmen yapılması gereken bir sürü iş var aklımda. Hepsi de evle ilgili , sıraya girmiş , benim keyfimi bekliyor , kimisi koştur koştur yapılıyor , kimisi sonra diyerek erteleniyor , kimisi de beynimi kurt gibi kemiriyor. Bunların dışında mimler var cevaplanmak istenen , ziyaretler var beni bekleyen , yazılar var düzenlenmek isteyen , başlanmış , yarım kalmış sonra kafa dağılmış , taslağa atılmış , unutulmuş olan . Herşeyden önce ben varım sakinleşmek isteyen . Var da var işte . Yine ne çok söylendim yaa... Ama ben bilirim içime ne volkanlar sıkıştırdım , lavları beni yakarcasına...
20 Ağustos 2009 Perşembe
Üyelik ücretleri meselesi...
18 Ağustos 2009 Salı
Bu iş beyinde biter...
Özellikle alışkanlık haline getirdiğim bir kaç şeyin çok faydası olduğunu söyleyebilirim.
16 Ağustos 2009 Pazar
Pankek yaptımm...
14 Ağustos 2009 Cuma
Amazon güzeline ...
12 Ağustos 2009 Çarşamba
Kopası dilime !
11 Ağustos 2009 Salı
Bağımlısı olmuşum ...
Evle ilgili işler bitince , havada sıcak olunca , tatile gidemeyince , çıkıp gezemeyince , alışveriş de yapamayınca , bende oturup oyun oynuyorum işte , ne yapayım . Sonra bir an düşünüyorum " ne köyü yaa , ne askeri yaa , salla gitsinnn , boşa vakit öldürüyorum " diyorum. Haklıyım hemde çok haklıyım biliyorum ama gel gör ki o kadar emeği de görmezden gelemiyorum . Bakalım nasıl sonlanacak , merak ediyorum.
6 Ağustos 2009 Perşembe
Duvar etkisi...
5 Ağustos 2009 Çarşamba
Bakar körüm benn ...
Aklıma takıldı , durup durup düşündüm , nereye gider ki evin içindeki şey. İşin en ilginç yanı , en son yıkadığımı hatırlıyorum ama yok ütülemedim ben öyle bir şey , o kadar da eminim. Elime bile geçmedi. “ Hadi son bir kez daha dolaplara göz atayım , belki görememişimdir ” diyorum dönüp dönüp aynı yerlere yeniden bakıyorum. Çalınmadı ya, benden kaçıp gitmedi ya... Ee ne oldu bu t-shirte ?
31 Temmuz 2009 Cuma
Sessiz gelin...
Yalnız bıraksınlar , ellemesinler , hiçbir şey istemesinler benden , ne , neden , niçin , nasıl , ne oldu , kim , kaçta , niye diye hiç ama hiçbir soru da sormasınlar. Cevap vermek istemiyorum. Sıkılıyorum açıklama yapmaktan , uyarmaktan , düzeltmekten , yoruluyorum ...
Sinirime dokunan herşeyi de parçalamak geliyor içimden . Bağırmak , birşeyler fırlatıp kırmak , ağlamak belki de. En iyisi kabuğuma çekilmek yoksa zarar boyutu çok yakın ...
30 Temmuz 2009 Perşembe
Yemişim yağları...
29 Temmuz 2009 Çarşamba
Yağları yakarken ...
Ancak spor yaparken kullanıldığında , daha iyi sonuç alabilmek için , beslenmeye dikkat etmeli ve alınan karbonhidrat miktarı da azaltılmalı.
26 Temmuz 2009 Pazar
Bir kez daha aşık...
Ben de teşekkür ederim...
Ayrıca da ben teşekkür ederim . İnce fikirli düşünüp , kendi tasarımıyla yaptığı güzel kolyesi için . Severek kullanacağım. Bir de , hani o şarı şekeri , Rima'sı var ya , tatlı mı tatlı , cici mi cici , çıtı pıtı bir kız . Rima'cık , kendini bana öptürmedi , kaçtı , “ olmaz ” dedi ama yanağıma çok güzel bir öpücük kondurdu , bir daha ki sefere kaçamaz annesi haberi olsun :)
19 Temmuz 2009 Pazar
Gidiyorum ...
17 Temmuz 2009 Cuma
Ege'm için..
Defalarca doktorumu arayıp “ Hadi artık daha fazla beklemeyelim , dayanamıyorum ” dediğimi ve onunda bana hep “ Olmazzzz , daha var ” diyerek beni sakinleştirdiğini hatırlıyorum. Ama ne zordu , o son 15 gün , geçmek bilmedi ...
14 Temmuz 2009 Salı
Benim köyüm ...
13 Temmuz 2009 Pazartesi
Üzerime yürüdü !!!
11 Temmuz 2009 Cumartesi
Şarj oldum...
7 Temmuz 2009 Salı
Nur topu gibi....
Zaman zaman yanma hissediyordum ama gittikçe şiddeti artıp , daha sık aralıklarla olunca ve hafif bir ağrıya dönüşüp sırtıma vurunca dedim ki : “ Eyvah , bu ya böbrek taşıdır ya da kum ” . Hadi geçmiş ola özii . Bu da bana , zamanında az su içtiğim ya da hiç su içmeden geçirdiğim günler için kapak olsun . Şimdi dooğruuu doktora …
6 Temmuz 2009 Pazartesi
Kokuna hastayım...
.
- “ Ben senin kokuna hasta oluyorum ” diyor ve küttt yine düşüp bayılıyor.
Öğretmen şaşkın , korku dolu bakışlarla , soluğu doğruuu idarede alıyor. “ Ne biçim hizmetliniz var , bana neler dedi ” diye başlıyor şikayete. İdareciler olayı anlayınca kahkahalarla gülmeye başlıyor. Anlatıyorlar durumu , öğretmenimiz hem çok üzülüyor hem de çok gülüyor . Kısacası demek istiyorum ki , kokunuzla adamı hasta etmeyin :)))
3 Temmuz 2009 Cuma
Güneş doğarken ...
1 Temmuz 2009 Çarşamba
Nasıl geçecek bu tatil ?
Gerginliğimin büyük bir kısmı da tatil planı yapamayışımız sanırım ve ne olacağı konusunda da hiçbir fikrim yok. Sadece zamana bırakılmış , belkilerle , bakalımlarla geçiştirilmiş bir durum var ortada. Yani kocaman bir belirsizlik ! Ama ben , bakalımları bekleyemem , küçük de olsa bazı planlar yapmalıyım.
İlk etapta bu hafta sonu İzmir 'de harika bir turnuva var ama büyük bir olasılıkla gidemeyeceğim , aklım , ruhum hepsi gidecek ama bedenim gidemeyecek. O yüzden de çok keyifsizim . Geçen yıl ki gidişim çok anî bir kararla olmuştu. Telefon üstüne telefonlarla ikna olup “ Tamam geliyorum ” demiş ve 2 saat sonraki otobüse yetişmiştim. Sabahın ilk ışıklarıyla gözümü İzmir ’de açmıştım. Acaba diyorum , şimdiiii , şimdi yine böyle bir şey olabilir mi ? Mümkün mü ? Yoksa facebook resimlerine ağlayarak mı bakmam gerekecek ?
29 Haziran 2009 Pazartesi
Neden yazmıyormuşum?
Hımmm hummm , peki ben şimdi ne anlatacağım , aklıma hiç bir şey gelmiyor ki. Acaba , işlerim bitti de , canım sıkılıyor mu desem , bu tatil böyle geçmez ben kafayı yerim mi desem , okunacak kitaplarım var ama her gün yarın başlarım diye kendimi kandırdığımı mı söylesem , sürekli biriken ve hiç bitmeyen çamaşır ve ütü ikilisinden nefret ettiğimi mi söylesem , sıkıldım çığlık atmak istiyorum mu desem , çılgınlar gibi alışveriş yapmak istiyorum ama param yok mu desem , ben artık tatile gitmek istiyorum ama imkansız mı desem , arkadaşlarımı ihmal ediyorum , çok hayırsızım mı desem , valla ne desem bilmiyorum . Vazgeçtim işte , hiç birini söylemiyorum. Aklıma gelince gelir söylerim…
19 Haziran 2009 Cuma
Bir imza kadar basit...
Yılların birikimiyle aldığımız bir evimiz vardı. Kolay mı ? Hiç değil , herşeyden kısıp kısıp ödeyenler anlar ancak. Yaklaşık 2 yıldır bitmiş durumdaydı ama yerleşim yerine biraz uzak oluşu ve istediğimiz gibi olmayışı nedeniyle oturmayı hiç düşünmedik. Satalım daha yakın bir yerden istediğimiz gibi bir ev alalım dedik. Ama bu zamana kadar ne bir satış oldu ne de başka bir şey ...Yani evimiz varken boşu boşuna kira ödedik. Ne gerek var ki ? Acilen çözüm çalışmalarına başladık. Bu işin en çözülebilir yolu , takasa girip anlaşmak ve üzerine fark vererek istenilen şartlarda bir yere sahip olmaktı. Elbetteki çok araştırdık , çok soruşturduk , öyle bodaslama dalmadık. Gerçekten oldukça güvenlinir iyi bir inşaat şirketi . Ama ne kadar güvenilir olursa olsun benim içimdeki o kocaman soru işareti hiç geçmedi. O kadar kötü şeyler duyuyoruz ki , güvenmek çok zor. Biliyorum biraz fazla garanticiyim , riski sevmiyorum ama hayatta öyle şeyler var ki bazen güvenmek ve risk almak zorunda kalıyorsun. Sanırım biz de öyle yaptık.
14 Haziran 2009 Pazar
Güzel bir turnuvaydı...
12 Haziran 2009 Cuma
Kıskanmayın ! Tatile girdik :)
Şimdi pek çok çalışanın şöyle söylediğini duyar gibiyim. “ Ah ah ! keşke ben de öğretmen olsaydım da şimdi tatil olsaydım. Ohhh ! ne kebapsınız. ” derler ya hep. Burada ki kebap kelimesi de başka bir olaydır tabi. Evet şu an “ tatil ” kulağa hoş geliyor , biliyorum. Ama inanın bu dinlenmeler , tatiller dönem içindeyken burnumuzdan fitil fitil geliyor. Aşırı gürültülü bir ortamda çalışan , 30 farklı hatta bazen 150 farklı karakterin bir arada bulunduğu , enerji dolu çocukların ilgisini tek bir noktaya toplayabilmek ve bunu saatlerce sürdürebilmek hiç kolay bir iş değil. Ayrıca eve her gün iş getiren , gecenin bir saaatine kadar sayfa sayfa yazılarla , hazırlıklarla , ön çalışmalarla mesai saatini fazlasıyla dolduran , yıpranan bizken. Sonra da “ Demezler mi ? ohh yatın yatın 2 ay tatil var tabi ” . işte o zaman kızıyorum . Ben istemezmiydim sessiz bir ofiste masamın başında dosyalar raporlarla vs . çalışmayı . Ya da daha farklı bir şeylerle uğraşmayı. Ama bilirdim ki , işten eve gidince sadece yorgun olurdum elim kolup kitaplar , kağıtlarla dolu olmazdı. Yani iş , iş yerinde kalırdı.
Neyse , şimdi karnesinde tüm notları 5 olan tüm öğrencilerimizin başarılarının devamını diliyor ve sevgiyle kocaman öpüyorum . Tabii öncelikle Ege 'ciğimi öpüyorum . Ah annecik , bi de yaramazlık yapmasan , harikasın diyorum.
Bunun dışında karnesinde notu düşük olanlara da üzülmek yok , çalışmak var diyorum. Lütfen çalışın , çünkü zaman geri gelmiyor sonradan üzülmenin kimseye faydası yok . Azıcık söz dinleyin yaww...Tüm çocuklara iyi tatiller… Bana mı ? Henüz yok , çünkü 1 Temmuz’a kadar devam …
10 Haziran 2009 Çarşamba
web kursu da bitti...
Amaç , web sayfası düzenlenirken kullanılması gereken bazı programları öğrenmekti. Fireworksle animasyonlu gifler yapmayı , Flashla hareketli çizimler yapmayı , İllustratorle sınırsız güzellikte resimler çizebilmeyi , Photoshopla resimler üzerinde oynamalar yapmayı ve en son olarakta Dreamweaver ile web sayfası hazırlayıp , aktarmayı öğrendik. Tabii bu arada oldukça komik anlarımız da oldu. Mesela , bir keresinde tekerleği dönerek giden bir araba yapmaya çalıştık. Kolaymış ama bazen öyle denk geliyordu ki uçan arabalar, takla atan arabalar , birden bire tekerleği yok olanlar gibi değişik şeylerde ortaya çıkıyordu. Sonuçta hepsi çok keyifliydi çünkü ilgi alanımdı.
Şimdi ise sadece üzerinde yoğunlaşmak ve gelişmek gerek. Çünkü gerisi tamamen hayal gücümüze bağlı...