30 Ekim 2007 Salı

Saçlarım neredeymiş....

Uzun zamandır saçlarımda bir değişiklik yapmayı planlıyordum ama cesaret edemiyordum. Bir türlü uzamaz zaten , kendimi bildim bileli hep aynı boyda... Ne zaman kuaförüme gitsem "hadi uçları kırılmış biraz keselim " der ve uzayan kısmı da bu şekilde gider. Artık o da şahit uzamıyor işte uzamıyor ne yapayım.
Bugün sadece fön çektirmek için gitmiştim can sıkıntısı işte. Kendim kaşındım. Ne yapsak ne etsek diye sadece sohbet ederken, birden ani bir kararla " hadi katlı keselim " dedik . Ben bir kaç kez git geller yaşadım tabiki. Kıymetlidir benim saçlarım , çok kesilince ağlarım bile . Bir keresinde kuaförden çıkmamıştım çokk kestinn diye ağlamıştım saatlerce ama çocuktum tabi .
" Yok bugün kalsın sonra " desem de ikna oldum bir anda :) Şimdi fönlü ve çok şık , beğendim . Ama yıkadığımda süprizzzz , yine kıvır kıvır olacak. Ya bonus kafa olursam . İşte o zaman " Hadi Ferhat ben geldimmm . Fönle bakalımmm" diyeceğim. Hiç acımadan kesti ya , bi de onlar şimdi çöpte demez mi :(

28 Ekim 2007 Pazar

Ne Mutlu Diyeniz....

Biz el ele gönül gönüle biz beraberiz
Biz aşığız biz seveniz biz hep böyleyiz
Bir güleriz bir ağlarız of biz hep böyleyiz

TÜRK'ÜZ DOĞRUYUZ ÇALIŞKANIZ BİZ
NE MUTLU DİYENİZ.....
Cumhuriyetimize sahip çıkalım.....

25 Ekim 2007 Perşembe

Sislerin arasından....

Bu sabah okula giderken , sevdiğim tek yeri karelemek istedim. Arkadaşlarıma dedim ki ; "Her sabah burdan geçiyoruz , bi kerecik duralım diyen olmadı. Ben şimdi duruyorum ve fotoğraf çekmek istiyorum " dedim. Her yeri sis kaplamıştı ama bir boşluk yakaladım ve yolun en güzel yerinde durdum... Mis gibi bir hava vardı , yağmurun toprakla özdeşleşmiş kokusu ...
İnsan bu yolun sonunda farklı bir iş yeri hayal etse de .... gerçek bu ! yapacak birşey yok. Bu da geçer , bunu da özlerim biliyorum.

23 Ekim 2007 Salı

Cafecrown arası tenefüs.....

Okuldayken , 2. dersten sonraki en uzun tenefüste yapmaktan hoşlandığım en büyük şey; Fındıklı bir cafecrown ve vişneli bir topkeki yuvarlamak oluyor. Çaktırmayın ama , bazen bu iki bile olabiliyor. Dersten çıkmışım , stres yüklenmişim . Sus oğlum , dinle kızım , anladın mı çooocumm derkennnnn , eee bir şekilde kendine gelmek lazım.... Bu da benim mutluluk formülüm işte.
Ancak bu böyle devam ederse , yakında topkek gibi tuvarlanmaya başlarım . Benim formül çöker. Biri bana dur desin! artık . Nolurrr. Söz dinlicemmmm...
Tatlı bir şeyler yemek çok güzel ama bu benim stres karşısında kullandığım en büyük silahım. Kendi silahımla kendimi vuruyorum . Olmaz ki canım....Böylede yaşanmaz ki ...
Önemli not: ( Ne zaman anneme gitsem , buzdolabını açar bakarım acaba sütlaç var mı diye.. Dayanamadığım tek tatlıdır , çok da güzel yapar annecim. Onu da yersem rahatlıcam :))) başka da tatlı yemiyim dimi ? )

22 Ekim 2007 Pazartesi

Kötü....

Hava kapalı, sıkıcı, yağmur yağsam mıı yağmasam mıı diyor. Ama ben kötü başladım haftaya da , güne de hayırlısı bakalım....Daha neler getirecek hafta bana? Yağmurdan önce ben ağladım ... Stres işte .....Birde pazartesi sendromu tam oldu.....

19 Ekim 2007 Cuma

Ben de buldummm...

Facebook adlı siteye üyeliğim gerçekleştiğinden beri ilk kez işe yaradı. İlkokulu birlikte okuduğum sınıf arkadaşlarıma ulaştım , onlara kısa bir mesaj gönderip heyecan içinde cevap bekledim . Gerçekten de onlardı . O kadar mutlu olduk ki karşılıklı sevinçlerimizi paylaştık. Dile kolay , geçmişe dönüp baktığımızda 30 yıllık bir mazi var. Birbirimizi hiç görmemişiz , neredeyiz , ne işle meşguluz, hayat bizleri nereye sürüklemiş? ….. Ama ilginç olan şu ki ; bizler birbirimize bunca yıldır birer yabancı da olsak , sanki çocukluğumuzdan hiç bir şey kaybetmemişçesine sohbet ettik.. Arkadaşlık ne güzel şey ! Çok güzeldi çok mutlu oldum ve ben bugün, sanki 2.sınıf öğrencisi gibiyim. Çocuk oldum sanki....

18 Ekim 2007 Perşembe

Sansar dadanmış...

Birkaç gündür msn adresime yapılan saldırılar ve arkadaşlarıma , adıma gönderilen rahatsızlık verici mailler yüzünden huzursuzluk yaşadım. Kendini bilmezin biri tüm şifreleri kırıp ortalığı karıştırmak istemiş belli ki.... Değişik bir duygu tabii , anlamak imkansız onların içinde bulunduğu ruh halini. Şifreleri değiştirerek bu işi sanırım çözdük. Dilerim kalıcı olur. Şifre kırıcı şahıs , şu an kimlere dadanıyor bilemem ama bu işe devam edeceğinden kesinlikle eminim. Bu da onun hobisi…..

15 Ekim 2007 Pazartesi

Anne stresss at ( tı )

Şu aralar evdeki gündem konusu hep ege , hep ege ..... Ala , elele , at , al , lale , ela , atlat , alet... gibi kelimeleri hem yazmayı , hem okumayı öğrendik . Son hızla devam ediyoruz ödev yapmaya , kafaları yedik o da ayrı mesele tabii. Bizim öğrendiğimiz kırk yıllık " le " harfi , şimdiler de " " sesi , " te " harfi de " " sesi olarak veriliyor. Tı .. tı .. diye diye komedi olduk yaa...
Yazdın mı? , Çizdin mi? Ödevler yapıldı mı? , Harfler düzgün mü? ...... Falan filan derken ... İnanın başka kelimeleri kullanmayı özledim.
Sabahları desen , o da ayrı bir fasıl zaten .... Hadi annem uyan , kalk , yüzünü yıka , dişlerini fırçala , kahvaltıya gel , çabuk ye , oyalanma , giyin , servis gelecek acele et , dikkat et ....Hadi , hadi çabuk çabuk çabukkk derkennnn ben çok yoruldum ama yaaa......offfff offff
Neyse yavaş yavaş aşıyoruz sanırım , birşeyler ortaya çıkmaya başlamış ne dersiniz?

12 Ekim 2007 Cuma

İyi Bayramlar....

Ben bu dünyadan değilim , artık böyle düşünüyorum. Sevmiyorum bayram hazırlığını , bayram temizliğini , bayram ziyaretlerini , bayramlık alışverişini , kısacası mecburi yapılmak zorunda olan şeylerin hepsinden nefret ediyorum. Zaten sevdiğim herkesi istediğim zaman görebilme şansım varken, neden bir gün içerisine sıkıştırılır ki bu ziyaretler anlamam ... İkram edilen tatlıyı yesen olmazzzz , yemesen olmaz .
-Teşekkür ederim ben tatlı almayayım
-Olmaz bu bayram tatlı yenir , bu sefer ye , sonra yemezsin.
-Kahvenizi nasıl alırdınız?
-Yok ben almıyım bugün çok oldu ..
-aaa olmaz ama , benimde kahvemi iç kırılırım bak...
gibisinden bir sürüüüüü söz duymak mümkün. Kimse kırılmasın ama sana ne olursa olsun kimin umrunda... Tatlıdan bööö geliyor nerdeyse. Çok mu abarttım bilmiyorum ama böyleyim işte . Adetlere karşı bir antipati duyuyorum . Yoksa tatlıyı çok severim , hiç bir zamanda hayır demem ama mecburi olmayacak :)
Adetlere karşı olduğum için ; ( çok da inadımdır ayrıca) Çokkkkkk eskiden , yine bir Şeker Bayramında sadece tuzlu yiyeceklerden oluşan bir tabak hazırlamıştım . Neredeyse tabağı bile yiyeceklerdi. Acayip mutlu olmuştu insanlar... Biliyorum işte bir yerde zinciri kırmak lazım.
Kaç kişi kaldı ki , gelenek ve göreneklere uyan ....Tamam belki korumak lazım ama bunu ben yapamam.
Neyse çok konuştum , uzun bir sıkıntı dönemi sonrasında benden eğlenceli bir şey beklemek hata olurdu zaten. Kaç gündür hastayım , yatıyorum , keyfim yok ve canım halaaaaa hiç birşey yapmak istemiyorken , bir de bunları düşünüp gerilemicem.
Ahh Babacım ah! Noldu özilim sana yazmıyorsun artık dedin ya , nasıl da duygulandım. Beni neden jüpitere geri götürmüyor sunuz ? Seni de , annemi de çok öpüyorum ...
Herşeye rağmen bayram tatiliniz mutlu ve huzurlu geçsin.
İyi Bayramlar...

3 Ekim 2007 Çarşamba

Time bubble....

Zaman mı? Kaç gündür öylesine geçiyor işte..... Yazamadım ki , canım istemedi , aklıma hiç bir şey gelmedi . Sıkıcı , yoğun ve stres dolu....
Aklımdaki pek çok şeyi yapamıyorum ya da yapmıyorum diyelim. Zaman bulamıyorum. Neden zaman içinde zaman yaratamıyorum ki ? Sevdiğim şeyleri yapamıyorum. Özlediğim arkadaşlarımı görmeye gidemiyorum. Ne okul işimi , ne ev işimi asla bitiremiyorum. Plan yapıyorum , uygulayamıyorum. Hani konuşma balonları vardır ya , ben de bu şekilde bir zaman balonu istiyorum. İçine girip , her işimi bitirip geri gelmek istiyorum. Çok sıkıldım her şeyden....
Biraz kabuğuma çekiliyorum izninizle.....