30 Temmuz 2013 Salı

km sıfırlamak gibi...

Dün mü dün harika bir gündü aslında... Kahkahanın , saçmalığın dibine vurduğumuz bir gündü...Neden bilmem ama km sıfırlamak gibi geldi bana.
 
Aslında gayet plansız sıradan bir gün olarak başladı. Belkide plansız olması güzeldi. Ben alışverişe çıkıp gezme modundaydım . Kızlarda plaja gidip denize girme modunda. Teklif geldi ama ben illaki masraf yapma derdindeydim ya ilgilenmedim :)  İşlerimi bitirdim tam evden çıkmak üzereyken "hadi" dediler kahve kaçamağı. "Peki" dedim gittim. Meğer plajdan vazgeçmişler . Sohbet , gırgır , çay , kahve derken zaman geçti akşam oldu neredeyse. Ama ben hala inatla gidip gezeyim derdindeyim ya pess doğrusu. Vazgeçirildim tabiki.. Öyle de güzel bir balkonları var ki , insanın evden çıkası gelmiyor zaten. Deniz manzarası desen var , esinti desen o da var , tek kötü yanı bol bol uydu anteni manzarası . Onu da görmemezlikten gelmekten başka çare yok. Görüntü kirliliği işte...En iyisi mi otur oturduğun yerde ...
 
Akşam dışarıda hafif birşeyler yiyelim dedik. Ama  "Nereye gidelim, ne yiyelim ?" diye de hiç bu kadar uzun düşünüp bunun üzerine saçmalıklar türetip bu kadar gülmemiştik. Yola çıktık yine son anda karar verip gün batımına Kumyaka'ya gitme kararı aldık . İstediğimiz tek şey sessiz , sakin bir yer olmasıydı . Orası da yeterince sessiz , sakin ve güzeldi...
 
Manzaramız süperdi... Kayalarda oturduk , yıldızları izledik , dalga sesine hafif bir müzik de ekledik. Daha ne olsun...Tek bir şey vardı ki o da köpeklerden kaçışımız ve arabaya binince "ohh olsun sana arabaya bindik işte ... " deyişinide hiç unutmayacağım güneşim :)) Nasıl da kaçtık :))

İyi ki varsınız kızlar , teşekkürler...

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Denizdeki dalga gibiyim...

Bazen zaman iyi geliyor herşeye . İyiyim demek istiyorum ama biraz. Anlık ve üst üste gelen bazı şeyler küstürüyor beni.  Zaten çok pozitif yaklaşamam olaylara... pembe gözlüklerim yok benim. İşte öyle anlarda taşıyamıyorum , kopuyorum her şeyden. Neyse diyerek geçiştiriyorum...geçmese bile...

Dün bir arkadaşım sordu . "Nasılsın?" dedi . "Denizdeki dalga gibiyim ben "dedim. Bazen sakin , çok sakin , huzurlu. Bazen de hırçın , engel tanımaz bir halde... Şimdilik fırtına duruldu ama yine de asla sakin değil. Hafif de olsa o dalga hep var. Hani kıyılarda yanyana bağlanmış tekneler , kayıklar vardır . Sürekli birbirlerine çarparlar , batarlar , çıkarlar , sallanırlar , dururlar , zamanla aşınırlar ya . Ne bileyim işte böyle bir şeyler... 

Belkide fırtına çıkmasına ben sebep oluyorumdur kim bilir ...

Neyse konuyu değiştiriyorum. Dün için yazıyorum bunu. Sevdiğim bir arkadaşımın doğum günüydü ama kendisine ulaşamıyorum. Biliyorum hep birlikte olmak vardı ama zor. En son bana demişti ki " Hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor, çok üzgünüm. Daha zor günler beni bekliyor " dediğinde kimin istediği gibi gidiyor ki ? diyecektim , diyemedim. Ben böyle düşünürken akşam oturduğumuz cafede saat 00:01 olduğu anda birinin doğum günü pastası geldi müzik eşliğinde... "Aaaa dedim bu senin için olsun". Bilmeyeceksin ama mutlu yıllar dilerim...  

Yine konu değiştirip devam edecektim ama gereksiz uzuyor galiba...Ama son bir şey daha. " Bunu kendine neden yapıyorsun? Yapma! " dedi arkadaşım. Aslında çok şey söyledi ama ben yapmıyordum... 

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Bazen hayata küsersin...

Bende küstüm oynamıyorum. Canım çok sıkkın.  Ne olsa bir terslik çıkıyor. Tuhaf olan şu ki tam seni mutlu edecek bir şeyler buluyorsun - ki öyle kocaman şeyler de değil küçücük... Ama o da olmuyor işte . 

Bir terslik yakana yapışıyor. Kötü bir şaka gibi bu da nereden çıktı diye şaşırıyorsun. Bende vazgeçtim artık hiçbir şey istemiyorum da , yapmıyorum da. Olmazsa olmasın çok da umurumda. Hayır yalan söylüyorum. Evet umurumda ama  olmuyor işte...

Konuşmak  bile istemiyorum. En iyisi hep uyumak . Bitkisel mod on...