31 Ocak 2008 Perşembe

Yorumlarınız....

Biraz can sıkıntısından , biraz da uykusuzluktan kendime iş aradım , durdum bütün gece . Ne işi mi ? Yine bilgisayarımda küçük bir temizlik operasyonu yaptım. Arkadaşımda görüp beğenmiştim , öğrenip hemen ben de yaptım. Çok da kıskancım di mi?

Bu arada acemiliğimizde çıktı ortaya ama neyse. Az acemiyiz diyelim. Öğrenmenin yaşı olmaz hem , soralım öğrenelim . Masaüstünde kısayol olarak bulunan bir sürü programıda sildim. Ne kalabalıkmışım meğer...

Hani , evini sil, temizle deseler bu kadar uğraşmam belki de , oturduğum yerde herşey kolay tabi....Herşey geri dönüşüm kutusuna hooopp.. hışırttt...Tek tuş olayı yani....

29 Ocak 2008 Salı

Mutlu Yıllar Babacımmm...

Bugün babacığımın doğumgünü.
Nice , nice mutlu yıllara babacık.
Bak bunları okuyunca ağlamak filan yok .
En iyi okuyucularımdandır kendisi , bazen duygulanıyormuş..
Canım babammmm. Bu arada annemde ilk kez poz verdi , genelde kaçar ya da gülme krizine girer kendileri birazcık....
Biz dün geceden doğumgünümüzü kutlayıp , pastamızı yedik bile...
İyi ki varsın , öpüyorum seni...
özilin...

28 Ocak 2008 Pazartesi

Bugün başlık yok....

Hafta sonunu saymazsam , bugün miskinliğin 1 . günü denebilir. Miskinlik diyorum çünkü , sabah annem aramasa belki de hala uykuda olacaktım . "Kızım bu ne uykusu öğlen oldu kalk hadi " dedi de aheste aheste kalktım artık. Yatmaktan belim ağrımış zaten . Fazla uykuya alışık olmadığımdan, beden tepki veriyor tabi. Oğlumda nasıl müsade ettiyse kıyamadı bana diyeceğim ama değil. En büyük zevki kalkıp sesssizce TV izlemek. O çoktan uyanmış meğer. Çünkü TV 'ye yasak koyacağım bir süre sonra bunu bildiği için , vaktini değerlendiriyor. Uyanık şey!
İlk işim perdeyi aralamak oldu . Bembeyaz bekliyordum ama yok. O kadar çok söylediler ki . "Dikkat kar geliyor ! " diye . Etkilenmişim işte. Gördüğüm sadece yağmur ve beraberinde poyraz ... Ortalık uçuyor yani... Deniz lacivert , üzeri beyaz köpük dalgalar , karşı tepeler sisli , koca koca kara bulutlar , ....Belli ki çok soğuk , pencereyi açmadım bile ...
Neyse kendime geldikten bir süre sonra arkadaşımı aradım . Bugün tayin işi belli olacaktı, eş durumu ile İzmir 'e gidiyor. Onun adına çok sevindim ama kendi adıma üzüldüm. Çok mu bencilce yoksa? Canım benim yaa.. O kadar alışmıştım ki ona . Göz göze gelip , ima ettiğimiz şeyi anlayıp ,attığımız kahkahalarımızı unutmayacağım. "Bugün yine çok şey kaçırdın "diyip bana verdiği entrikaları , ikimizin de bitmeyen diyetlerini ve daha bir çok şeyi...
Sonuçta ben insanlara zor alışırım ama alışınca da ayrılık çok zor gelir. Şimdi 2. dönem de olmadığını bilmek gerçekten zoruma gidiyor. Başka bir arkadaşım da " Sen hala istifa etmedin mi ?" diyip beni gaza getiriyor . Zaten pamuk ipliği ile bağlıyım, bahaneler arıyorum. Bu da tuz biber oldu.
Sevil'ciğime yeni görev yerinde ve hayatında başarılar , mutluluklar dilerim.
Not: Son aldığım habere göre Sibel 'in de tayini çıkmışş , bomba haberlerle hepimizi kırıp geçiriyordu , her günü olay olduğundan , yolunu 4 gözle bekliyorduk.
Sibel 'ciğime de yeni görev yerinde ve hayatında başarılar , mutluluklar dilerim.

25 Ocak 2008 Cuma

Çomarrr tut topu.....

Bize bir çomar lazım dediğimde kızlar çok gülmüştü , ama gerçekten de lazım. Ne işe yarayacak peki ? Sadece top getirip , götürecek , hooop kapıp gelicek, biz de "aferin çomarrr" diyeceğiz. Dersin 25 dk. top toplamakla geçiyor desem yalan olmaz . Eğil kalk , köşelere git , topla topla bitmiyor ki , 40 küsür top var .
Tenis dersleri harika gidiyor ama top toplamaktan canımız çıktı yaaa... Biz de ne yapıyoruz? Saatin farkına varmamış gibi yapıp , elimizden geldikçe dersi uzatıyoruz . Hocamızda hiç yemiyor yaa !!
Sanırım , bir an önce her topu karşılamayı öğrenmemiz lazım. Çünkü, bu işten başka kurtuluş yokmuş gibi görünüyor. Ama şu bir gerçek ki , tenis çok keyifli hemde çokk.... Artık vuruşlarımız daha sağlam , daha doğru ...Epeyce yol katetmişiz yani. İngiltere'ye gönderecekmiş bizi pehh!! Bizi bekliyorlardı zaten. Neyse , tam gaz top toplamaya devam ....
Bu işin kuralı bu ! Çomar filan hikaye...

24 Ocak 2008 Perşembe

Cırcır böcekleri tatilde....

An itibariyle tatile girmiş bulunuyorum. Duyurulur..Şimdi nerden başlasam diye düşünüyorum . Ama ben çok şey yapmak istiyorum ve 15 güne nasıl sığdıracağım herşeyi... Bilemiyorum.
" Yuhh! 15 gün " dediğinizi duyar gibiyim. Ama demeyin yaa nolurrr... 200 'e yakın cırcır böceğiyle uğraşmak kolay mı ? Hepsi ayrı telden çalıyor. Her kafadan başka bir ses çıkıyor. Bıcır bıcır bıcır....Evdeki bile yetiyorken.
Benim böceğim de müsade ederse kafa dinlemeyi planlıyorum aslında. (evde oturduğumuz zamanlarda tabii)

22 Ocak 2008 Salı

BU ne şimdi ???

Canım sıkılıyor yine , içimden hiç bir şey yapmak gelmiyor... Ne oldu yine derseniz? Hiçbir şey çünkü gerçekten hiçbir şey olmadı . Dert edecek sorunlarım yok ya , büyütüp duruyorum işte. Neyi dert etsem diye düşünmek ve bulmak uzmanlık alanımdır....
Halbuki 3 gün sonra tatile giriyorum , mutluluktan uçuyor olmam lazım. Sabahları 2 saat fazladan uyumak , kahvaltı masasında uzun uzunn oturup keyif yapmak , ihmal ettiğim arkadaşlarımı ziyarete gitmek , daha çok go oynamak ve gelişmek adına çalışmak , belki İstanbul'a gitmek , rahat rahat stres yapmadan gezmek , kredi kartımı bol bol post makinesinden geçirmek , "indirimdeydi ama " diye kendimi kandırmak ve daha aklıma gelmeyen pek çok şeyi yapmak düşüncesi içindeyim. Ama yine de sıkılıyorummm işte. Tam sopalık cinsinden oldum di mi? Bu sıkıntıyla tatili bile zehir ederim ben ....

18 Ocak 2008 Cuma

Not mu? Görmek istemiyorum...

Bu sabah uyandığımda , sanki tonlarca bir yükten kurtulmuşum gibi hissettim . Okulla ilgili işlerimi bitirdim ve sıkıntımın büyük bir bölümünü de attım. Tüm notlar internete girilmiş bulunup , karneye hazır duruma getirilmiştirrrr. Kaç gündür sayısal stres yaşadım . Her yerde notlar uçuşuyordu. Artık görmek bile istemiyorum. Sonunda ohh be ! dünya varmış diyebildim ya.. Diğer bölümü günlük sıkıntılar zaten , bu yüzden saymıyorum bile ....Onlarla yaşamaya alıştık çünkü topla , sil , süpür, pişir , düşün hep sen düşün vs,vs,vs....
Sonuç olarak; güzel bir hafta sonu geçirme planı içerisinde güne başladım Güzel bir Günaydın'la.....

16 Ocak 2008 Çarşamba

Süpriz filan kalmadı...

Ben unutmuştum bile , ama artık süpriz filan kalmadı. Zaten umutlanmamam gerekiyordu biliyorum. Bir arkadaşımın tayinini iptal ettirmesi ile sıranın bana geleceğini ve sonunda merkezde bir yere tayin olacağımı umut ediyordum . Sanırım 1. sırada olmanın verdiği bir duyguydu . Ama nasıl olduysa yıllardır Mayıs ayına kadar süren ve değişmeyen sıralar 31 Aralık günü son bulmuşşşşş. Ve o da beni bulmuşşş . Neyseee... Bu iş olurdu , a-maaa kurcalamıyorum . Yok ki dayımız filan ....Amann boşverdim, benim keyfim yerinde zaten. Demek ki hayırlısı değilmiş dedim geçti gitti...

13 Ocak 2008 Pazar

Yoğun ki ne yoğun.....

Yoğun bir haftaya başlıyorum , son yazılılar, okunması hep ertelenmiş ödev yığınları , ortalamalar , not girişleri , filan filan.. saymayayım biraz gerilim yarattı . Buralarda olur muyum bilinmez ama fırsat bulursam gelirim elbet . Çok işim var çokk . Her türlü yardım kabul edilir. Şimdilik kaçıyorummm .

11 Ocak 2008 Cuma

Durdurunn benii....

Birinin beni ciddi anlamda durdurması gerekiyor. Küçücük bir parça çikolata gayet masum gibi görünüyor ama ..... İçimdeki canavardan habersizmişim meğer. Birazcık , birazcık daha derken , kocaman bir parça oldu. Yetti mi peki ? Hayırrrrr.....Eee sonra ne oldu?
Sonra dolaptaki Nutelleya saldırdım. Bıçağı daldırıp , şöyle bir doladım , attım ağzıma ..... Düşündüm de mutluyum evet çok mutluyum . Bir yerlerden "durr yapma" diyen bir ses var ama çok cılızzz , gücü yetmedi. Yada ben duymamazlıktan geldim. Yine yaptım , yine yaptım kavanozun dibi görünmeye başladı ki suçluluk duygusu çıka geldi. Nerdeydin o ana kadar sen ? Hesabını sormaz mıyım şimdi? Yerken iyiydi tabii , mutluymuş da , duymamış da....
Yedim valla ne olacak şimdi ? 5 tur fazladan koşsam işe yarar mı ki? Arada böyle duyarsızlaşıyorum işte , ciddi durdurun beni , yememeliyimmm......

10 Ocak 2008 Perşembe

Sabır lazımmış...

Tamam Küçük Bey tamammm , tamam sen haklı çıktın kabulll . Fazla üstüne geliyoruz , biliyorum . Çünkü senin için en iyisini , en güzelini istemek bir anne-baba olarak hakkımız diye düşünüyorum. Ama baskı yapmak yok artık , biraz daha serbest ....ama azıcık....
Şimdiden başladık kedi - köpek gibi birbirimizi yemeye derler ya , hergün aynı tekrarlar , aynı yapmayışlar , aynı ağlamalar , aynı direnişler ve beraberinde dozu gittikçe artan stresss...
Ben mi çok takıyorum acaba? Başkaları böyle değil mi ki ? diye düşünüyorum. Böyle tabiki de , takmaz olur mu ? Nasıl ağır bir sorumluluk bu?
Bazen , hatta çoğu zaman iyi bir anne olamadığımı düşünüyorum. Hep hayalimde daha ilgili , daha sevgi dolu , daha sabırlı olmayı istiyorum ama bunu kendim bile başaramıyorken , hayattan mucizeler beklemek ne kadar doğru bilemem ....
Sanırım bu birazda işimizden kaynaklanıyor olsa gerek. Yıpratıcı , bütün hoşgörümüzü okulda bırakıp geliyoruz , en dayanılmaz durumlara sabır gösterip , doğru davranış , doğru eğitim vereceğiz diye tüketiyoruz kendimizi. Ama eve gelince , geriye birşey kalmadığını görüyoruz. En gerekli zamanda , istenen özelliklere ulaşılamıyor . Biraz daha sakin olmak lazım , herşey yoluna girer elbett....

9 Ocak 2008 Çarşamba

Bugün...

Bugün biraz üzgünüm. 1 yıl geçmesine rağmen bazı üzüntüler nedense unutulamıyor. Bizim için değerli olan sevdiğimiz insanları kaybetmenin acısı hiç bir şeye benzemiyor.
Evet ... Bugün eniştemi kaybedeli tam 1 yıl oldu. Teyzemle her konuşmamda boğazıma birşey düğümleniyor...Sanki o hep , yanındaymış gibi.... Sonuçta gerçeği bilmek sonucu değiştirmiyor , o hala varmış gibi , o hala yaşıyormuş gibi , o uzaklara gitmiş her an gelecekmiş gibi ...Ama huzurlu ve mutlu olduğunu , gülümseyerek bizi izlediğini biliyorum . Rahat uyu sen....

7 Ocak 2008 Pazartesi

Az daha...

Sanırım süprize çok az kaldı , içimden bir ses " bu iş tamam " diyor ama yine de inanasım gelmiyor, kendimi kandırmak istemiyorum. Az daha bekleyeceğim. Belki 1 hafta belki daha da az. Olursa olurr , olmazsa olmaz , sağlık olsun , üzülmek yok.
Artık öyle bir noktaya geldim ki ; zengin olsam da bu işi bıraksam düşünceleri içindeyim ... Nasıl zengin olacaksam artık, orası bilinmez ! Neyseeee......
Hergün söylenmeden , severek gidebileceğim bir işim olsa diyorum , Hiç çalışmamış gibi , keyif alarak , stres olmadan , sakin sakin. Kim istemez ki...Böyle bir iş var mı onu da bilmiyorum.
Bu işi günden güne , nasıl daha da zorlaştırabilirim diye sürekli bize angarya işler yüklemekten ne zaman vazgeçecekler . Onu da bilemiyorum . Neyse fazla yorum yapmayayım . Ne güzel , ne mutlu dimiii? La la la la la la....

3 Ocak 2008 Perşembe

Sonunda..

Ortaokul çağlarına dayanır tenise olan sevgim....Bir TV dizisiyle başlamıştı aslında " Küçük Mo" diye tenisçi bir kızı hayatını konu alan bir diziydi. Hiç kaçırmadan izlerdim. Kendimi koyardım onun yerine , hatta kolu sakatlandığında sanki benim kolum acırdı , o derece yani.....
O zamandan sonra evde bulduğum badmington raketleri ile sokak aralarında oynayarak hevesimi almaya çalıştım. Nerde gerçek tenis raketi , nerde kort ....Yıllar sonra yapıldıysa da yanına yaklaşmak mümkün mü ? Zaten 3 kardeşiz ancak okuyoruz , anlayacağınız bağrımıza taş bastık abla olarak. Ama hep içimde kalmıştı.
Üniversitedeki spor tesislerinde acemice oynar ,vakit geçirirdik . Ciddi olarak öğrenemedik yani.... İlk görev yerim olan Van 'da , gelmeden kısa bir süre önce kortlar yapılmıştı . Eşimle hergün okuldan çıkıp , önce statyuma hafif tempo koşuya , sonra da doğruu kortta giderdik. Tenis öğretmeni arkadaşımızı buluncada yapıştım yakasına. "Tamam dedim öğreniriz artık " . Herşey gayet güzel ve keyifli gidiyordu amaaa sonra tayin telaşı başladı. Çıktı , etti derken toplanma derdine , o iş yine yarım kaldı ....
Şimdiiiii dilerim-ki bir aksilik olmaz , yeniden tenis dersine başladık . Bu sefer öğreneceğim kararlıyım. İlk çalışmamız bugündü .Çok eğlendim , yoruldum ama değer. Yüzümdeki tebessüm hepsini unutturdu. Çok çalışmak lazım kızlar çokkk....

Kar geldi....

Kar yağıyor Mudanyamıza...Ama tutmaz ki ... Daha çok sulu kar gibi.
En son 4-5 yıl önce Orhaneli'nde görmüştüm , diz boyu karı...( kar yani çekmeyiniz lütfen )
Kardan adam yapmıştık , kar topu oynamıştık , hiç ayak basılmamış yerlere gidip kendimizi karların içine bırakmıştık. Özellikle de ormanın içi muhteşemdi. Ayaküstü mangal bile yakmıştık (Sucuk - ekmek) . Ne keyifliydi. Üşüyüncede doğru eve koşmuştuk. Oğlumun minicik elleri acımaya başlayınca ne ağlamıştı , ellerini sallaya sallaya ama inatla "kaydan adamm" diyip durmuştu. Güneş çıkıp onu eritmeye başlarken de ne hikayeler uydurmak zorunda kalmıştım bana sorun.....
Buralarda öyle kar göreceğimiz yok. Bugün kar yağdıkça öğrencilerimden sevinç çığlıkları yükseldi. Bence tek bir düşünceleri vardı. Hani ben de bir an düşünmedim değil !
Yağsın yağsınnn herşey bembeyaz çok güzel .....Hem kardan adam yapacağız daha. Valla başka nedenim yok .

2 Ocak 2008 Çarşamba

Müjde mi desem?

Bugün , beni çoook mutlu eden 2 haberim var. Ama birini henüz söyleyemem . Çünkü elimde kesin bir bilgi yok , bir kaç güne kadar bir haber gelir diye bekliyorum. O zaman söylerimmm. "Ayy, ne bu şimdi ? " diyeceksiniz biliyorum ama benim için önemli , belki yeniden işimi çok severim belki de çalışma şevki filan gelir ne biliyim. Bekleyeceğiz artık hep beraber. Sadece umut ediyorumm ve güzel haber bekliyorum .Hem belki de olmaz . Heyecanladım mı ne?
Diğeri de benim yıllardırrrrrr savunduğum fakat her ortamda yalnız kaldığım , sanki ben suçluymuşum gibi hissettiğim bir konuydu. Sonunda yasaklandııı . Ohh! nasıl rahatladım nasıl anlatamam. Ne mi? "Sigaraaaaaa" tabikide .
Sigara içen canım arkadaşlarım , canlarım , bitanelerim biliyorum sizleri bu anlamda , anlayabilmem imkansız , bu sizin için zevk olsa da yapmayın ne olur , hepinizi öyle çok seviyorum ki . İçsekte öleceğiz , içmesekte onu da biliyorum . Öğretmenler odasında oturamadığım , dışarılarda gezdiğim zamanlarım az mı oldu? Sırf bu dumana katlanmamak için. Ya da güzel sohbetlerinizi kaçırmamak için acı nefesi içime çekmek zorunda kalmadım mı? Eve gelip giysilerimden iğrenmedim mi? İyi ki içmiyorum diye sevinemedim bile , pasif bir içici olarak.
Gerçi bu yasa yürürlüğe bugün girdi , elbet o da delinir , ne kadar uygulamada kalır bilinmez , bunu da zaman gösterecek . Tepkiler olacak, işler yavaşlayacak belki de . Sinirler gerilecek, iş kazaları artacak. Ama önce sağlık diyorum . Kızmayın banaaa nolur !! ne dediysem sevgimden diyorum....

1 Ocak 2008 Salı

Merhaba 2008...

2008 ' le güzelliklere, dostluklara , mutluluklara MERHABA dedik .
Her günümüz böyle olsun diyeceğimmm ama bu da fazla gelir artık :)))
Güzel olan herşeye .....