26 Temmuz 2010 Pazartesi

Keşke gelebilseydi ...

Kaza işte , hem de görünmez kaza dediklerinden... Gerçekten öyle çok içim acıyor ki , sürekli nasıl olur hep bunu düşünüyorum. Ve biliyorum ki çok daha kötü sonuçlara neden olabilirdi . Yine de çözümü olmayan bir şey değil ama insan “ Neden olsun ”da kalıyor ...
.
Küçük beyimiz dün babasıyla beraber havuza gitti. Yüzecek , eğlenecek , haklı olarak çok da mutluydu. Taa ki eşim beni arayıp , arkadan ağlayan oğlumun sesini duyana kadar... Yüreğim ağzıma geldi. Ve sakin sakin konuşmaya çalışan eşimi dinlemeden “ noldu nolduu çabuk söyleeee ” diye panik oldum. Havuza dalınca sen git , karşı duvara çarp , önden 2 dişin ucunu kır , çık. O orada ağlar , ben evde ağlar. 15 dk.' lık yol sanki 2 saat gibi sürdü , bir türlü gelemediler. Evin içinde bir sağa bir sola , geçmek bilmedi o anlar geçmedi...
.
Biliyorum kendimi tutmalıyım “ Halledilir oğlum , ne olur üzülme” diyerek destek olmalıyım ama ne mümkün ? Bu yaşta sağlam dişin kırılsın , yerine dolgu mu , kaplama mı yapılır yoksa başka birşey mi yapılır bilemiyorum sadece ağlıyorum. Allah beterinden korusun dedim defalarca , düşününce aklıma neler neler geliyor ama çok üzüldüm , içim acıdı işte. Daha dün dedim “ Dişlerine iyi bak onların yerine yenisi gelmez , çok önemli ” diye . Ve bugün bana diyor ki “ Niye sanki 2 tanecik hakkımız var ki , niye 3 tane çıkmıyor ? Bu vücut bunu düşünmüyor mu ? Keşke yerine yenisi gelseydi " diye ağladın ya , bittim annem ben , bittim. Keşke gelebilseydi , inan senden daha çok isterdim. Sonradan beni rahatlatan tek şey diş hekimimizin “ ben hallederim benim kızımında kırılmıştı ” demesiydi.

22 Temmuz 2010 Perşembe

Meğer onların da duyguları varmış ...

Nereden bilebilirdim ki ? Ben sadece düşünüyordum . Negatif enerjimi hissedebileceği hiç aklıma gelmemişti. Meğer onların da duyguları varmış ve hiç hafife almamak lazımmış. İşte böyle yarı yolda bırakırlar da , umurlarında bile olmazsın. Bunu bir kez daha öğrenmiş oldum. Olmuştur bu tarz ufak tefek şeyler , ama anında ilk kez oluyor...

Dün biraz can sıkıntısından biraz da zorunluluktan (hani aç kalmamak adına) , kalkıp birkaç çeşit yemek yapayım dedim. Yemekleri hazırladım ama içim rahat etmedi bir de fırına kek atayım diye düşündüm. Malzemeleri hazırladım ve tek tek ekleye ekleye çırpma işine başladım, en son unu eklerken aklımdan geçenler aynen şöyleydi.

Hey gidi uyduruk mikser , sen hep işimi kolaylaştırdın ama ben seni bir türlü sevemedim . Amma da sağlammışsın , bir türlü bozulamadın gitti . Off off ... ” diye düşünürken birden “ vıjjjjj vıjjjjjj ” diye bir sesle mikser durdu. Gerçekten öylece durdu ...

Hahahaha... “ şaka gibi ” dedim. Mikserin çırpıcı uçları çıktı , düğmesi artık boşa basıyordu . Çıkarttığı garip ses , çok içerlediğinin bir ifadesiydi aslında... Söktüm bir daha taktım , denedim , tık yok. Yine aynı titrek ses “ vıjjjjjj.... ”

Hımm öyle mi alıngan mikser , o halde bende bileğe kuvvet diyerek kendi işimi kendim hallederim. Biliyor musun hiç üzülmedim . Ama nasıl oldu da bu kadar duygusal davranabildin anlayabilmiş değilim .

Sonra durup düşününce “ offff ” dedim yaa “ Niye ben o an , aklımdan başka şeyler geçirmedim ki ? ”

18 Temmuz 2010 Pazar

Orada kalmak istiyorum...

Sıcak milletin başına geçmiş , yer , mekan , pislik , mikrop filan dinleyen yok. Ne kadar isterdim onlar gibi düşünebilmeyi , bu sıcakta kendimi o denize atabilmeyi. Ama göz göre göre bunu yapamıyorum . Bana da tuhaf gelen , onlar nasıl göremiyorlar ? Yoksa önemsemiyorlar mı? Normal zamanlarda bile , “ buradan biraz denizi seyredeyim ” diyemeyeceğin kadar kötü bir yerde , binlerce çöpün üstüne yaymışlar havluları , bulanık , dalgalı , yosun ve çöp dolu sulara bırakıvermişler kendilerini. Diyorum ya , ne kadar pis olursa olsun boş yok !!! Her yer dolu.

Bakımlı plajlarımızda var , ücretli girişler , ince kum , şemsiyeler , şezlonglar , aynı tatil formunda ama ya deniz ? Pis kardeşim pis işte. Koskoca fabrikanın atıkları koca bir boruyla açıklara gidiyor. Açık da ne kadar açık ? Geri gelmiyor mu sanki ? İlçe'nin de tüm atıkları oraya veriliyor. Ve gayet de net görünüyor . Ama bizim insanımızda hep şu vardır ; “ Bize bişi olmaz mantığı ...” Dilerim olmaz ama sonra soluğu hastanelerde alıyorlar ... Bir de “ neden oldu anlamadık ” diyorlar. Şimdi ben bunları hem kıskandım hem de hiç kıskanmadım .

Ama bildiğim tek bir şey var , ben denizi çok özledim , görmek , bakmak , o havayı koklamak inanın kesmiyor artık. Ve yukarıdaki resime gitmek istiyorum ve hatta hep orada kalmak .... Gelmek isteyen ?

15 Temmuz 2010 Perşembe

Adam gibi çalışın adam !!!

Gerçekten çok komiksiniz. Nereden neler uyduruyorsunuz ama yine de tutturamıyorsunuz. Beni nereden , nasıl buldunuz bilmem. Kim verdi o adresi size ?

Hiçbir şey beklemediğim bir anda kapı çaldı , baktım kargo. Ne işim olur beni kargoyla , birşey beklemiyorum ki...Herhalde yenilenmiş bir kredi kartıdır diye düşünüp , açtım kapıyı ...
.
* Özii siz misiniz ? Evet buyrun benim .
* Falanca özii kim peki ? Tanımıyorum ama benim soyadım , o değil.
*Hımm ama adres burası , herhalde soyisim yanlış yazılmış. Olabilir dedim. Nereden geliyor?
* Bankadan , nedir bilmiyorum. ??!!?? biraz korku , endişe dolu bakışlarla “ Ahh ! dedim ahh! kahretsinnn , sonunda bulaştırdılar bizi ”. Bir anda canım sıkıldı , aklımdan binlerce şey geçti . Ama düşündüğüm şey değilmiş , rahatladım. Zaten o böyle gelmez ama anlık düşünceler işte. Hani yapılan iyiliklerin bedelini sana ödedirler ya öyle bir şey sandım açıkçası...
.
İşin komik tarafına gelince , poşetin üzerinde 2 farklı yerde adım yazıyor . İkisinde de isim aynı , adresler aynı ama soy isimler farklı ... Nasıl oluyorsa artık. Kargonun poşetini çıkarttım , içinden bir zarf daha çıktı. İçinde bambaşka bir adres yazıyor pes artık. Ne manyak bunlar . Kim verdi bunu kargoya ? Neye göre verdi ? Zarfı hiç mi okumadı mı ? Hadi okumadı diyelim beni nereden buldu ? Bir de üzerine post-itle adresimi iliştirmişler , onun da yarısı doğru yarısı yanlış . Mahalle aynı , apartman aynı , blok yanlış , daire yanlış ... Ve gerçekten gitmesi gerek adres bana çok uzak . İlçeler farklı herşeyden önce. Neymiş , kızcağız konut kredisi kullanmış , TEMA ' da onun adına bir fidan diktikleri için teşekkür belgesi göndermiş.

Ben de şimdi bu zarfı açtığım için hem özür dilemek , hem de sertifikayı sahibine göndermek görevini üstleniyorum. Sadece bankanın yüzünden. Yapamadıkları işi bana yıktılar . Bana mı güvendiniz ? Adam gibi çalışın adam !!! Size diyorummm size...

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Uyandırana bak !

Sabahın ilk ışıklarıyla beni uyandırmayı başardılar ya , gerçekten tebrik ediyorum. O saatte başıma kim gelse , hiç bir şekilde uyandıramaz ve bu kadar da sinir edemezdi. Uyumak istiyorum , bırakınnn , gidin başımdan ” der , kızar , sinirlenir ama bir şekilde mutlaka döner arkamı uyurdum. Ama bunlar ne laftan anlar , ne sözden... Elimi sallarım gitmez , yüzümü kaparım gitmez , döner durur yer değiştiririm , gitmez. O küçücük ama korkunç rahatsız edici sesleriyle kulağımın dibinde vızıl vızıl döner dururlar.
.
Huzurumu kaçırdılar bir kere , kim yatabilir ki o andan sonra. Herşey beni uyandırıncaya kadardı . Ne oldu , ne geçti elinize ? Size kahvaltı sofrası filan hazırlayacak değildim herhalde. Bütün gece bir yere yapışıp orada sessizce kaldınız ya , kaldınızda bulunduğunuz yeri de benek benek kirlettiniz ya , yetmedi mi ? Neden sabah olunca tepemde beni sinir etme derecesine getirecek kadar dönüp durdunuz ki ? Benden ne istiyorsunuz ? Pis yaratıklar işte pisss...

Şimdi elime bir şey alıp , bu sinirle size saldırmam mı ? Dışarıya atabilmek için elimden geleni yapmam mı ? Ne kadar başarılı olurum bilemem ama aynı şeyi yarın sabahta yapmanıza izin veremem. Zaten hep en olmadık yerlerde musallat olursunuz. Hem uykumun en tatlı yerine ettiler , hem de yazı yazdırttılar yaa , daha ne diyim ...Sevmiyorum sizi...

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Tamamdır ....

Hayranım bu kadına hem de çok...
.

Yine harika bir single albüm ile çıktı ve “Tamamdır” dedi . Albümde 7 farklı mixle karşımıza çıkan “Tamamdır” bence her haliyle çok güzelll.

.


İyi dinlemeler...

2 Temmuz 2010 Cuma

Tuhaf...

Tuhaf çok tuhaf !!! Hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştım . Az önce bir yazı yayınlamak üzereydim . Resim yükledim , son düzenlemeleri yaptım ve o ara telefon çaldı , pc başından uzaklaştım. Geldim , bir de ne göreyim , sayfada hiç yazı yok , resim yok , taslak boş kaydedilmiş ve yazdığım yazı yok olmuş , tertemiz. Sinirlendim hemde çok sinirledim. Bu nasıl olur anlamadım , vazgeçtim sakin kafa tekrar yazarım... Kim , nasıl sildiyse artık ...