Geçenlerde sabahın oldukça erken bir saatinde alışverişe çıkmak zorunda kaldım. Öyle ki , pek çok yerde mağazalar daha yeni yeni açılıyordu. Dar , uzun bir mağazaya girdim. Karşıklıklı , iki taraflı dizilmiş bir sürü rengarenk elbiselere bakmaya başladım.
Oldukça sade bir elbise aradığımdan , yardıma ihtiyacım vardı. Çünkü neye el atsam işler , pullar , inciler , taşlar aklınıza ne gelirse her yerinden süsler fışkırıyordu. Hemde kocaman kocaman...
Kaldı ki bu şartlarda sade elbise bulmak nerdeyse imkansız gibiydi. Mağazalarda genelde kendim bakmayı tercih ederim. Ben istemedikçede peşimde birilerinin dolanmasından hoşlanmam ama bu farklı bir durumdu. Mağazanın en arka kısmında minik bir toplantı vardı. Kızlardan biri tam yanıma gelmeye teşebbüs etmişti ki , mağaza müdürü yüksek sesle fırçaladı kızı...
Gel burayaaa... O bakar ne bakacaksa...Kendisi baksın... ( yuh! dedim içimden . Hemen çık , git buradan, bulsan da alma...) 5 tane elemanı etrafına toplamış sabah direktifleri veriyordu saygıdeğer mağaza müdürü !!! Bende özellikle elbiselere bakar gibi yaparak konuşmaları dinlemek istedim. Çok ayıp biliyorum ama adamın yaptığı daha da ayıptı. Neydi bu toplantının içeriği ? Neden o kıza yok yere kızmıştı ki , merak ettim. Müdürüm aynen şöyle diyordu ; İçeriye giren müşteriye daima en güler yüzünüzle , en sevecen tavrınızla yaklaşacaksınız . ( Aynen bana yapıldığı gibi ! ) Ne istediği ile ilgileneceksiniz. Etrafında pervana olacaksınız . Daima hoşgörülü olup ilgisiz bırakmayacaksınız ... Bu ne demekti şimdi ? Örnek olmak adına uygulamalı gösterseydin de saygıdeğer müdür. Sabah sabah moralimi bozmamak için , laf sokmadan çıktım ya o mağazadan , sen ona dua et sersem şey...