28 Eylül 2007 Cuma

Tuhaf...ama olmuşş

İnanmak çok güç geldi , şaka sandım önce. Sanki bir film izliyormuşum gibiydi . Sadece filmlerde olmuyormuş işte beni de buldu. Dün kendimi biraz rahatsız hissettiğim için doktora gitmiştim. Bir dizi kan testi yaptırdım . Sonuçlarımı bugün alacaktım .
Ama ne mümkün ? Kan tüpleri kaybolmuş . Nasıl yani? Adımı yazdılar , etiketler yapıştı , gördüm ve bu 3 tüptü , az değil ki . Nasıl kaybolur yaa? Anlayamıyorum. Ve bir kez daha şunu düşünüyorum : "Burası benim ülkem , hiçbir şey tuhaf gelmemeli....
Şimdi kendimi kötü düşüncelerden arındırmam zor olacak. Ya bir şey varsa , neden bu kan , benden saklanıyor şimdi? Bir şey mi gizliyor?

21 Eylül 2007 Cuma

Kurbağa suçlu...

Dün akşam ilk ödevimizi yaptık. Ön yüzündeki resimli çizgi çalışması çok zevkliydi. Bir ev , bulutlar , uçak ve izlediği yol . Sorunsuz bitti . Arkasında da , bir kurbağanın sıçrama çizgileri vardı...Yaptık ama ne yaptık, bana sorun. Esneme üstüne esneme , uyku durumları , yorgunluk , susama , sıkılma , offlama , dur ben babama birşey söyleyip gelicem hikayeleri , hiç bitmez çünkü birşey söylemenin sonu yoktur bizde.
Neyse , söz konusu bizim kurbağa sıçramaktan çok , sürekli tökezleyip düştü. Hooopp gümm..... Aslında suç kurbağada da değildi.Bir ayağı kısaymış , napsınnn sıçrayamadı garibim. Ondan yaniii. Bu durumda çizgiler kötü oldukça ben sildim , o düzeltti , ben sildim , o düzeltti , söylendi , söylendi , durdu. "Bitsin artıkkkk .....uykumm geldii"
Daha çok başlardayız , dur bakalım daha ne ödevlerimiz olacak. Yok öyle sıkılmak hemencik....
Kurnaz şey, bir de demez mi : " Sen yanımda durunca çizgilerim daha güzel oluyor , yanımda kalll , gitttmeee ....." ve bağladı beni yanına.....
Bundan sonra çok ödevim var canlarım , öyle böyle değil. Benimkileri de bir ara paylaşalım lütfenn......Yoksa işsiz kalacağım :P

19 Eylül 2007 Çarşamba

VELİ oldum.....

Ben bugün biraz kızgınım , daha doğrusu üzgün diyelim. Nedenine gelince.....Yıllar boyu hep bir öğretmen olarak veli toplantısı yaptım . Ama bugün ilk kez veli toplantısı yapılırken ben bir "veli " konumundaydım. Hiç de sevmem VELİ kelimesini . Ne o öyle Ali , Veli , 49 , 50 gibi :)))))
Zor oldu açıkçası , ben oğlumu bilmezmiyim. Hazırlıklıydım aslında pek çok şeye. Sınıfta hiç oturmadığını , gezinmek için bahaneler bulduğunu , kalem açmaya kalktığını , sürekli tuvalete gitmek istediğini , tenefüse çıkıp geç geldiğini , çizgi çalışması yaparken çabuk sıkıldığını , dikkatinin dağınık olduğunu , sadece resim yaparken sessiz kaldığını , vs. vs. vs. gibi şeyleri duymak pek iç açıcı olmadı , tahmin edersiniz. Sürekli konuşarak , anlatarak , olması gerekeni söylemek de çocuğun pek hoşuna gitmiyor. "Tamamm biliyorummm , bir daha yapmayacağım , yalnıştııı " diyor . Ama nerdeee......Madem biliyorsun , yalnış . Neden yapıyorsun kuzum? Çok mu şey bekliyorum acaba , diye düşünüyorum bazen , anlamıyorum ki ......

18 Eylül 2007 Salı

Uykum varr...

Ne zor geldi sabahları erkenden uyanmak...... Her saat çalışında " Noluyoruz yaaaa.....Niye çalıyor bu saat şimdi " diyorum . Saat 7 de James Blunt 'ın güzel sesiyle uyanıyorum ama bundan sonra ancak , 10 dk . daha şekerleme yapma hakkım var. Nedense en güzeli de bu. Ama 2. alarmı da kaçırırsam eyvahlar olsun . Sanırım gittikçe daha da zor gelecek. Ne güzeldir sabah uykusu değil mi ama........

16 Eylül 2007 Pazar

Geriye sayım .....

Yaklaşık 9 aylık bir eğitim sürecinin başlamasına resmi olarak , sadece 1 günümüz kaldı. Üzerimde garip bir gerginlik var. Hem çok özledim , hem de hiç özlemedim. Özledim , çünkü birşeyler öğretmek ve karşılığını almak çok güzel, mutluluk verici. Özlemedim , çünkü gereksiz yere yapılan kağıt işleri canımı çok sıkıyor , tamamen zaman kaybı , anlamsız yere doldurulan formlar , belgeler , sonuca ulaşmayan toplantılar vs , vs.... Şimdiden bazı işlerin birikmiş olabileceğini düşünerek bile stres oluyorum. Bu yıl daha planlı programlı çalışmaya kendi kendime söz verdim. Farklı düşüncelerimi de gerçekleştirme çabası içinde olmayı planlıyorum. Ruhen çökmediğim sürece tabiki....
Üstelik bu yıl görevlendirme olarak çalışacağım , ikinci bir okul yok. Tamamen kendi okuluma yoğunlaşabilirim. Bu işin güzel tarafı , ama diğer okuldaki arkadaşlarımı da çok özleyeceğim bu bir gerçek . Beni kaçırmayı planlıyorlarmış , aldığım bir duyuma göre ..........
Merkezdeki bir okula gelebilme hayalim de , daha ne kadar sürecek bilemiyorum ama şu anda olası bir süpriz çıkabilir diye bekliyorum. Hayırlısı artık....
Bu arada Egecik de , Pazartesi gününü iple çekiyor. Dersler başlasın artık istiyor. Çok heyecanlı çok. Umarım hep böyle istekli ve heyecanlı olur. Enerjisini bu yönde kullanmasını sağlamalıyım. Biraz fazla da ...
Zaman zaman " Ben başarılı olamayacağımmmm" diye ağlama krizleri yaşasa da ben başarılı olacağına inanıyorum . Kime çekmiş acaba ? Ağlama konusunda yaniii dermişimm :P

13 Eylül 2007 Perşembe

Gel pisi pisi......

Ne sevimli şeysin sen öylee.....
Bir o kadar da oyuncusun .
Makinemin ipini gözüne kestirdi de , fırlayıp çıktı yerinden ,
seni cambaz seni .......

11 Eylül 2007 Salı

İşte öyle bir şey....

Çocukluk aşkım. Farklı bir yorumu, farklı bir sesi var bana göre. Sevdiğim pek çok sanatçı olsa da , onun yeri bende bambaşkadır.
Küçükken , ben Erol Evgin'le evlenicem diye tuttururdum. Teyzem de beni hep kızdırırdı.
-"Bizim mahallede deli bir Erol var, gel onunla evlen" diye.
Ciddiye alıp, çok ağlardım.
-"İstemiyorummm " diye. Alınganlığım , hassasiyetim , ciddiyetim küçük yaşlardan beri yapışmış bana meğer.......
Erol Evgin'i hala çok severek dinlerim. Hisseli Harikalar Kumpanyasına gidemedim ya içim de kaldı. Geçenlerde gazetede de resmini görüp "ayy canımmm " demişim , oğlum gazeteteyi parçaladı. Sevemezmişim :)) Onu sevecekmişim . Kıskanç böcek seni tabiki de çok seviyorum....
İşte bu da öyle bir şeydi...

10 Eylül 2007 Pazartesi

Öğretmenini çok sevmiş...

Zor bir uyanma faslından sonra , tatlı bir heyecanla evden çıktık. Okulumuza gittik, gayet mutluyuz. Görmelisiniz! Sınıflarımız belli oldu , 1/B sınıfı öğrencisiyiz artık. Okul öncesi eğitimin , çocuğa her yönden katkısı olduğunu biliyoruz ama bunu bu kez de görme şansımız oldu. Çocukların hepsi gayet rahattı , çabucak iletişim kurmaya başladılar. 22 kişiden sadece 1 kişi vardı ağlayan. O da öğretmeninin eline yapışıp öyle gezdi. Zaten bizim sınıfımızın en az 8-9 kişisi anaokulundan arkadaşları olunca , gayet güvende hissettiler kendilerini. Öğretmenleriyle tanıştılar, kendilerini tanıttılar . Okulu daha iyi tanımak için küçük bir gezintiye çıktılar. Müdür , Müdür yardımcısı ziyaret edildi. Okul içinde yararlanabilecekleri tuvaletler , kantin ve yemekhane gibi yerler gösterildi.
Anaokulundan arkadaşı Yağmur 'laYine anaokulundan can arkadaşımız Buğrahan......
Dikkat edilmesi gereken bir ikili!Hemen defterini çıkarıp resim yapmaya başladı. Okul Bahçesinin manzarasından bir kesit...

Eve gitme vakti geldiğinde ;
-"Anne , bugün çok güzeldi , keşke bitmeseydi okul " dediğinde çok mutlu oldum . Çok sevmişti sınıfını , arkadaşlarını , öğretmenini ...Hatta Öğretmeninin resmini bile çizdi.

9 Eylül 2007 Pazar

Okula başlıyoruz...

Canım oğlum , büyüdü de yarın okula başlayacak .Tuhaf bir heyecanı var aslında. Zaman zaman saldırgan davranışlar ve ağlama şeklinde tepkiler gösteriyor. Biraz stres oldu sanırım.
Ege'cim kurallara hep karşı , isyankar, fazlaca özgür bir ruha sahip. Kendini her konuda çok rahat ifade edebilen ama göründüğünün tam tersine de aşırı duygusal bir çocuk...
Okula kaydını yaptırdıktan sonra formasını almaya gitmiştik. Okul forması diyince , bir an bizimkiler aklıma geldi . Kara önlük mahkumuyduk. Neydi onlar öyle? Beyaz kolalanmış yakalar…Kaç kere eve ağlayarak gitmiştim, önlüğüm sobaya yapışıp delindi diye.
Şimdikiler bizlere göre çok şanslılar , cıvıl cıvıl giyiniyorlar.
Neyse ; kabinde Ege'ye pantolon giydirmeye çalışıyorum. Lacivert kumaş pantolon.
İlk kez giyecek tabii. Alışmış her zaman şort , kot , eşofman gibi rahat giysilere...
Garipsedi doğal olarak. Önce tuhaf bir bakış attı.
"Ben bu iğrenç şeyi giymemmmm" diye çığlık attı ve ağlamaya başladı.
Gülsem mi ağlasam mı? Şaşırdım. Anlattım , konuştum ama fayda etmedi.
"Çıkar bunu çıkarrrr. Ben okula gitmiceeemmm . Yine kreşe gitcemmm ….Çok salak giysi bunlar.." ( çocuk haklı ama birşey de diyemezsin ki ! )
Sesi giderek yükseldi .Ciddi ciddi bağırdı ağladı. Herkes şaşırdı tabi , okul formasını denemek istemeyen bir çocuk ilk kez görüyorlar . Dedim ya garip bir heyecan !
"Sakinleşince beni çağır .."dedim ve kabinden çıktım . 3-5 dk sonra ,
"Annecimmm , tamam gel deneyelim ama hemen çıkar"
Neyseki denedikten sonra aldık çıktık. Geçmişti stresi , rahatladım.
Şimdi , ilk gün heyecanını ondan fazla ben yaşıyorum. Sanırım ağlarım dayanamam :)
Bu hassasiyetim yüzünden ölücem ben zaten… Her şeye ağlamak olur mu? Bu nasıl bir duygunun dışa vuru mudur ki? Sanırım bu annelik , minicikti çünkü.......

6 Eylül 2007 Perşembe

Dikkatli beslenmeli ....

Benim tartım mı bozulmuş pek anlayamadım, biraz fazlaca tartıyor gibi geldi de....
Hımm.. Ne yapmak lazım ? Acil önlem almak lazım , tartı kırılmadan dermişimmmm. Yokkk artık daha neler...
Şaka bir yana da yemeye engel olmak lazım. Kilo almak kadar kolay , birşey var mı? Hele de benim için. Çikolata , pasta ve biraz da hamur işi tamammm. İşte hal-i hazırda 3-4 kilonuz hazır , gelir , yapışır. Öyle de illet birşey ki yemesen bile gitmiyor. Sanki cezalandırıyor gibi.
Ben eski diyet listelerime geri mi dönsem? Daha doğrusu diyet değil de , sağlıklı beslenme programıma .....Kesinlikle evetttt....

4 Eylül 2007 Salı

Ben 1. sınıftayken….

Almanya'dan döner dönmez hemen 1.sınıfa başlamışım. Arkadaşlarımla çok fazla iletişimde değilim. Çekingen bir tipim , o sıralar ( uzunca bir zamanda böyle oldu ya neyse ) Şimdi fazlaca açıldım, neleri aştım neleri….Ama yine de çekerim kendimi.
Neyse sınıftayız, öğretmenim demiş ki ;
“Kızım gel bakalım tahtaya , oku bakalım yazıyı neymiş ”
Ben gayet soğuk , kızgın bir ifadeyle;
”Ben kalkmam, sen kalk “
demişim . Hala çok gülerim kendime . O zamanda , o cesaret hayret doğrusu!
Öğretmenim şaşırmış. Dediğini yaptırtmak zorunda da .. Ee tabi biraz tatlı sert tepki gösterince , tıpış tıpış gitmişim.
Başka bir bombamda şu;
Ben biberonda süt içme işini biraz abartmışım sanırım . 1. sınıfa kadar yanii.. Keyif işte. Annem bu durumdan yakınıyor haklı olarak. Napsın ? Çareyi öğretmenime danışmakta bulmuş. Bir gün öğretmenim de derste sormuş:
- "Kimler sütü bardakla içiyor?"
Bütün sınıf parmak kaldırınnnncaaa , ben çakmışım durumu tabii . Zeki kızım yaa!
O gün eve gidersin. Anneme bi güzel söylenirsin:
-"Sen söyledin dimi öğretmenimeee " diye kızıp, ağlamışım. Ama o günden sonra da sütümü biberonsuz içmişim . İyi ki sütten nefret etmemişim . Çok severimmm çünküü...

3 Eylül 2007 Pazartesi

Bugün...

Bu sabah erken kalkmak zorunluluğum olduğu için biraz tedirgindim. Neyse ki geç kalmadan zamanında uyandım . Eh olsun o kadar iki tane cep telefonu kuruyorum duyayım lütfen. Yolda giderken arkadaşıma dedim ki :
"Yaa ben özlememişim galiba , geri mi dönsek ?"
Güldü , o da özlememişti ama itiraf edemedi nedense :))
Neyse , arkadaşlarımızla birlikte olmak çok güzeldi . Kısaca tatil özetleri geçildi. Bomba haberler alındı , verildi. Sohbetler edildi. Birbirimizi özlemişiz. Okulumuzda tamirat vardı , yenilenen yerler biraz umut vericiydi. Ama en çok beğendiğim , oluşturulan bilgisayar sınıfıydı .Gıcır gıcır her şey yeni. (İlgi alanıma mı giriyor ne :P) Hem artık bir projeksiyonumuz bile var. Başka yerlerden dilenmek zorunda kalmıcaz. Ne güzel....Derslerimin büyük bölümünü bilgisayardan görüntülü işleyebilirim.
Müdür Bey'e dedim ki:
- Bilgisayar sertifikası olan arkadaşları değerlendirirsiniz artık değil mi ? : ) Mesajı almıştır diye düşünüyorum . Ne dersiniz?
Yeni eğitim öğretim yılı hepimiz için hayırlı olsun dedik ve erkenden ayrıldık .

2 Eylül 2007 Pazar

Sevgi Böcüğüm....

Her çocuk sevimlidir , kimi kendini çok sevdirir gelir , sarılır öper , seni çok seviyorum der , kimi uzaktan bakar , kimi kaçar , kimi saklanır . Benim oğluşum saklanan ve aşırı kıskanç cinsinden, bana çekmişmiş annem öyle der . Yaban gülü misali :)) Sevmek zordur. Biraz da erkek oluşundan sanırım , kızlar böyle değiller farklılar . Napalım zorla olmaz ki bu , yapı meselesi işte. Herkes değişik değişik.....
Hani , bazı çocukları yiyesim geldi çok şeker dersiniz ya! Nehir onlardan biri işte. O tam bir sevgi böcüğü .... aramızda böyle deriz biz ona. Maşallah annesi nazar değmesin ......Ben onu çok seviyorum da ondan ......

Siye....

İki akşamdır Siye 'ye gidiyoruz . Neresi bu Siye ? Bu eski adı tabi , şimdi Kumyaka deniyor... Güzel , sakin küçücük bir sahil köyü. O kadar sıcak bir hava vardı ki , hiç esinti yakalayamadık. Meşhurdur oysa ki.... Karanlık olmasına rağmen , kıyıya gelen balıkları görüntüleyebildim. O kadar berraktı ki deniz. Dün de yolda giderken manzaraya dayanamayıp kendimi arabadan dışarı attım . Çok hoşuma gitti. Ve bu kadar sakin bir görüntüden sonra , 1. akşamın tam tersi bir havayla karşılaştık , dalgalardan kaçtık diyebilirim. Birkaç güzel dalga yakalamaya çalışırken, birazcık ıslandım bile. Ama çok eğlenceliydi. Karşı kıyılarda çakan şimsekleri de çekebilseydim . Daha güzel olacaktı. Makinemi değiştirmem gerekir sanırım.