10 Haziran 2011 Cuma

Vesikalık işkencesi...

Bu sadece şahsıma ait bir durum mu bilmiyorum ama vesikalık fotoğraf çektirmeyi pek beceremiyorum. Yani hem çekene hem kendime işkence ediyorum. Doğal olmaktan uzaklaştığımı düşünüp , kasılmış yüz ifadeleri , zoraki gülümsemelerle verilen suratsız pozlar :) , ben olmaktan çıkmalar , bu da kim yaa demeler gibi gibi...Tamam biraz abarttığımı biliyorum ama beğendiğim fotoğrafların sayısı oldukça azdır... 

Her neyse , ne zamandır nüfus cüzdanımı yenilemem gerekiyordu ve bu işi erteleyişimin tek sebebi de yeni bir fotoğrafımın olmayışıydı. Buna son vermek için paşa paşa gidip fotoğraf çektirmem gerektiğinden saçı başı düzeltip , böyle iyi mi , iyi diyerek geri giden adımlarla da olsa stüdyoya girdim. O muhteşem sandalyeyi stüdyonun tam ortasında gördüm ve işte ilk gerginlik başlamış oldu. 

"Evett , dik oturuyoruz , bedenimizi hafif sağa çeviriyoruz , başımızı da hafif çevirelim , biraz eğelim , bana bakın , başımızı birazcık kaldıralım " derken ben bir türlü istenilen şekle giremedim. Yani illaki fotoğrafçıya müdahale ettiriyorum , tam düzeltip 2 adım gidiyor ki , bende yine bir değişiklik olmuyor. Yaww ben ne yaptım şimdi ? Aynen dediğin gibi duruyorum işte , böyle sopa yutmuş gibi. Hadi herşey oldu diyelim , şimdi gülümse , tamam çekiyorum derken ben gerim gerim...

Bütün derdim o kareye güzel girebilmek ama çıkan fotoyu düşünün artık. Sırf bu yüzden yıllarca aynı fotoyu kullandığımı bilirim. "Buraya gelip de , fotoğrafını beğenen hiç görmedim zaten. Vesikalık fotoğraf çektirme fikri oluştuğu anda ben zaten hiç güzel çıkmam diyerek ilk sıkıntıyı yaşıyor insanlar. O yüzden de hiç kimse güzel çıkmışım demez " dedi fotoğrafçı. Oysaki rahat olmak lazım , doğal olmak lazım ama bu iş biraz da fotojenik olma işi galiba.

Sonuç olarak nüfus cüzdanımı , iki ayrı ! fotoğrafçıdan çektirdiğim fotolardan biriyle yeniledim . Üçüncüye cesaret edemedim bile...

9 Haziran 2011 Perşembe

Nen var bakimm ?

G o o l e neyin var annem ? Bu gece pek bi kastın kendini , böyle bi ağırdan açılmalar filan. Ne bu hal ? Valla hiç beğenmedim söyleyeyim. . Nedir, ne değildir bilemem ama kendini çabuk toparlasan iyi olur .

Mailleri bile açmadın doğru dürüst. 40 saat düşündün açsam mıı açmasam mıı? Bloglara girebilmek ve okuyabilmek içinde yine zatıalinizin keyfini bekledik.

Her neyse daha fazla sorgulamayayım , sende git dinlen ama sabaha toparlanmış ol. O nazladığın sayfaları cırt diye açacaksın ona göre git iyi çalış...Sabaha kadar vaktin var . İşte o kadar...   

4 Haziran 2011 Cumartesi

İçime canavar kaçtı...

İçime temizlik canavarı mı kaçtı ne oldu anlayamadım ama bana birşeyler olduğu kesin. Uzun zamandır gözümde büyüttüğüm , yapmayı planladığım işler bitti gibi. Yani biraz daha var ama çoğu gitti ya ...

Temizlik yapacağım zamanlar (-ki yüzeysel temizlikten bahsetmiyorum). "Bu kez mutlaka bir yardımcı almalıyım " diye düşünürüm ama kadıncağız arkamdan " bu kadın hiç mi ev temizlemiyor ayoll " demesin diye hep vazgeçiyorum. Tabii bu işin şakası ama bir de şu yanı var. Niyetine girdiğim zamanda  " amann canım, boşver şimdi kadını filan , ben daha iyisini yaparım" düşüncesi hep üstün basıyor. Böylece sürekli kadının arkasında gezinip , onu da kendimi de huzursuz etmemiş oluyorum. Ancak kendim yapma kararı aldığımda da o iş bir türlü başlamak bilmiyor. Ha bugün , ha yarın derken pencerelerden dışarısı görünmez hale geliyor ki , kazımak suretiyle , iş başa düşüyor. Utan e mi , rezil ettim kendimi işte. Cıkss hiç de utanmıyorum valla :)))

Bende bu kez işleri günlere yaydım ve oda oda işin altından kalktım. Ancak kısım kısım yapmama rağmen temizlik hala devam ediyor. şaka gibi ! Gerçi temizlenen şeylerin üzerinden defalarca geçiyorum. Hergün herşeyi baştan ele alıyorum . Ba ba ba , titizliğe bak gözlerim yaşardı. O camları kazımadan önce aklım neredeyse...Ama galiba bu kez de kendimi psikopata bağladım.  " Oraya dokunmayın , yerlere dökmeyin , dağınıklığınızı toplayın , etrafı dağıtmayın , kalktığınız yeri düzeltin , ellerinizi yıkayın , ona dikkat edin buna dikkat edin... " diye diye sinir geldi. Bana bu kadarı fazla ya neyse...İpin ucu elbet bir yerde kaçar , işte o gün canavar filan kalmaz , bende rahat ederim ;)