30 Aralık 2007 Pazar

24 saat kala....

Hazırlıklar tam gaz gidiyor diyecektim ki neredeyse bitti bile. 2007 'nin son gününü neredeyse koca bir yıla bedel olacak şekilde , mutfakta geçirdim ama , zevkle , severek , heyecanla..
Mmmm neler yaptım neler dermişim. Sonra da oturup , diyet listesi veririm :))
Benimki de laf işte....
365 günde 1 gün , olsun o kadarcık . Nasıl olsa arkadaşlarımızın arasında iki de doktorumuz olacağından , acil mide fesatına girenlere ilk tıbbi müdahale anında gerçekleşebilir. İlk önce onlar girmezlerse tabi . Aman aman bunlar işin şakası , her şey tadında güzel . Abartmaya gerek yok .
Neyse , ağacımızın ışıklarını yaktık. Odamızı balonlarla ve süslerle renklendirdik. Hoşgeldin 2008 Mutlu Yıllar.... yazdık .Çocukların en çok hoşuna giden yanı da bu aslında .Rengarenk , cıvıl cıvıl. Babamızı da kandırırsak - ki kandırırız kandırırızzz. Noel baba kıyafetlerini de giydirdik mi , değmeyin çocukların keyfine .....

27 Aralık 2007 Perşembe

Blog's birthday...

Bundan 1 yıl öncesine kadar bloglar hakkında pek bir fikrim yoktu. Bir arkadaşımın kendine blog açması ve bunu benimle paylaşması , yazıları hakkında görüşümü alması beni çok mutlu etmişti. Oldukça başarılıydı da . Sanırım etkilenmiştimki , kıssskandım hemen ben de bir tane açtım. Ama ortaya çıkması biraz zaman aldı. Biraz çekinmiştim galiba . Sanki hep içimde olan bir şeymiş gibi... öyle iyi geldi ki. Yazmayı çok seviyorum ama ya beceremediğimi ya da bazılarının gereksiz olduğunu düşünüyorum ....
Gereksiz olsa da bu benim çok hoşuma gidiyor. Hem bloglar arası gezinti yaparken , takip ettiğim bloglara dostça yorumlar yapıp , yeni dostlar da ediniyorum . Bu çok güzel bir şey ... Bazen de paylaşmak istediğim şeyler can sıkıcı olacak ve arkadaşlarımın da canını sıkacağım diye yazmaya çekindiğim şeyler de olmuyor değil hani. Ama hep iyi günde değil yaa olsunnn bilsinler , bu benim işte ....Mutluysam mutluyum değilsem değilimdir , her şekilde yansıyor zaten . Saklanması gerekse zaten paylaşılmaz.
Blog fikrini bir kaç arkadaşıma bulaştırmaya çalıştıysam da , ciddi ciddi ilham bekliyorlar . İlham gelecekteeee, bizim kızlar yazacak ...ohoo oooooo bekliyoruz bakalım. İçimden geldiği gibi boş boş yazmak bile bana keyif veriyorken öyle ilham filan bekleyemem ben.
Neysee konuyu çok dağıttım . Zaman çok çabuk geçmiş , bu işe başlayalı tam 1 yıl olmuş . Gitmeye de hiç niyetim yok. Beni bu işe bulaştıran arkadaşıma sonsuzzz teşekkürlerimi iletiyorum keşke görebilseydi . Bu bir kutlama olmalıydı aslında .Daha pasta kesecektik ama kapadı tükkanı yine . Gitti geldi, gitti geldi yenilendi, olmadı. Şimdi yine kepenkler inmiş , bu sefer gerçekten "tasfiye" sanırım . Eeee ne diyim ? Tembeldi zaten yazmıyordu ki . Dedikodu sayılmaz kendisine böyle söylerdi . Yazmayınca huzursuzluk hissediyordu . Sonunda kapadı işte. Yeniden dönmesi dileğiyle .... Teşekkür ederim...

26 Aralık 2007 Çarşamba

Bu ne soğuk ?

Günlerdir üşüyorum , hatta o kadar üşüyorum ki üşengeçlikten yazı bile yazamadım gördüğünüz gibi .Tembel , miskin dolanıp duruyorum o blogdan bu bloga...
Kışı seviyorum ama evdeyken seviyorum . Lapa lapa kar yağmalı , kötü olan ne varsa kapatmalı üstünü bembeyaz , sıcacık kahven belki masum bir kekin de olmalı yanında...
İsteyerek çıkmalısın soğuğa , kardan adamını yapmalısın , boynuna atkısını , kafasına şapkasını takıp onu da ısıtmalısın , gülümsemelisin belki de. Kar topu oynamalısın , kaymalısın. Ne bileyim , böylesi keyifli bir kışmış gibi ...
İçine işleyen buz gibi rüzgardan , dişlerini , bütün kemiklerini titreten , elini ayağını donduran , hissettirmeyen , burnunu havuç gibi yapan, kat kat giyinsen de fayda etmeyen , hareket özgürlüğünü kısıtlayan , ağırlaştıran bu kışı sevemiyorum işte. Hiç bir şey yapmak istemiyor ki benim canım o zaman. Hep bahar yaşanan bir yer var mı acaba? Göç mi etsek kuşlar gibi yoksa ?
Nerede olursam olayım , çabuk çabuk işim bitsin de , bir an önce evime gideyim , ısınayım , ayy çok soğukmuşşşş demekten kendimi alamıyorum. Sıcacık evimde bunları yazarken vicdanım sızladı aslında .Hayat işte! Nelere katlanmak zorunda kalıyor bazı insanlar , onu da düşünmek lazım. Allah evsizlerin , barksızların yardımcısı olsun bu soğuk günlerde . Hem daha 3 aydan biraz fazlası var , elbet geçecek , bahar da gelicek , yaz da gelecekkk , ama önce sağlık olsun sağlıkkkk ....

20 Aralık 2007 Perşembe

İyi Bayramlar....

işte bir "meeecik bayramı" daha geldi.
Çocukken öyle söylerdim.
Sadece adet yerini bulsun diye diyorum.
Yoksa , çok sevmem ben bayramları...
Tamam yaaa kızmayın ! ...
Herkese mutlu ve güzel nice bayramlarrr..

İyi Bayramlar....

17 Aralık 2007 Pazartesi

Vazgeçilmezim....

Uzun ve yorucu bir yoldu , bunu bile bile gittim zaten. Sabahın ilk saatlerinde, karanlık ve soğuk Ankara sokaklarında , karnımızı doyuracak bir yer aramak bile güzeldi. Turnuva maceramıza karanlıkta başlayıp , yine karanlık bir sabahta evimizin yolunu tutarak son verdik.
Ama çok keyifli zaman geçirdim. Uzun zamandır tanıdığım fakat şahsen tanışmadığım kişilerle tanıştım. Çok güzel paylaşımlar yaşadık. Heyecanlı oyunlar oynadık, hatalar yaptık , dersler çıkarttık, aynı heyecana gönül vermiş kişilerle bir arada bulunduk , en önemlisi de bu . Ben bu oyunu seviyorum yaa hem de çokkk....Her eziyete razıyım o yüzden ...Şikayetim yok...

Bu da oyun sonrası , işin eğlence kısmısı.....

12 Aralık 2007 Çarşamba

Sayın yolcularımısss ....

**İşler yoluna giriyor gibi , birazcık rahatladım . Sınavlarımı yaptım , okudum , hafifledim. Biliyorum zor bir hafta olacak , özellikle de Pazartesi günü.
Sendrom + yol yorgunluğu + uykusuzluk + vs..+vs ..+ vs......
Ama göze aldım herşeyi . Bir kerecikte uykusuz kalırım ne olmuş , zaten %70 alışkın sayılırım. Yapmak istediğimiz şeyleri ertelemenin ne anlamı var ki zaten ! Hayat bu , olduğu gibi yaşamalı aslında . Zaman akıp gidiyor bir yerden yakalamak lazımmm....
Ayy ! bunları söyleyen ben miyim? Neyse , neyse ben turnuvaya gidiyorummm .
**Özlemiştim hem otobüs yolculuğunu. Üstelikte gece yolculuğu . Hep bir yerlere gidesim gelir . işte bana fırsat. Gerçi biraz tedirginlik yaratır yolu görememek, yarı uykulu , yarı uyanık ama , idare edicez artık. Mola yerinde yapılan , anlaşılamayan anonslarla... "Sayınnn yolcularımıss Bursa'dan kalkıp Annnkara istikametine gitmekte olan falanca turizm , 20 dk. ihhtiyaç ve dinlenme molası vermiştirrr" Bilgilerinizee yaniiiii. İstersen duyma....
Şimdilik plan bu , 2 güne kadar bir aksilik olmazsa Cmt. sabah saatlerinde Ankara'dayız inşallah. Kar filan yağmasa bari.....

11 Aralık 2007 Salı

Beni al...

Ne güzel bir müzik bu, sakin bir giriş , hüzünlü bir bekleyiş. Hayal dünyasında yaşayan biri daha işte. Önce "Beni al" , sonra "Hele bi gel " sizde deneyin bence....

Bugünüm yarın olsa, ya da hep yeni baştan
Yaşamak ne güzel olur hiç başlamamışsan,
Geriye ne kalırdı yaşananları atsan
Seni bir daha yaşamak isterim aslında

Beni al kucağına, elini belime sar
Beni almadığın an üşürüm sabaha kadar
Beni al kucağına, elimi beline sar
Beni almadığın an ölürüm beni al

Biraz önce uyurken seni koynuma aldım
Dudağından öperken uykudan uyandım
Sana böyle uzakken seni bir daha sevdim
Yanına gelebilsem bir daha dönmezdim

Beni al kucağına, elini belime sar
Beni almadığın an üşürüm sabaha kadar
Beni al kucağına, elimi beline sar
Beni almadığın an ölürüm beni al

Beni al kucağına, üşürüm sabaha kadar

10 Aralık 2007 Pazartesi

Stressssss.......

Yine , yeni bir hafta , hem de baştan stres dolu .....
Kaçacak yer arıyorum valla. Okulda desen , her iş yoğun , yazılı haftası daaa......
* Daha yazılı sorusu hazırlanacakkk ,
* Yapılacakkk,
* O kağıtlar , tomarlar halinde eve gelecekkk,
* Köşede durup beni rahatsız edecekkk,
* Okusam daha da rahatsız edecek,
* Ah ahh! boşuna anlatmışım yine dedirtecekkk ,
* Bunun yanı sıra evde işler zaten hiçç bitmeyecekkk,
* Cuma günü Ankara 'da turnuvaya gitsem mi telaşına girilecekkk,
* Eğer gitme kararı alırsam evde planlamalar yapılacakkk,
* Oğlum beni özleyecekkk, ben onu özleyeceğimmm,
* Yolculuk uzayacakkk ,
* Gidemezsem bu bana dahada stres yaratacakkk ,
* Gidersem Pazartesi günü derslerde sürünen biri olacakkk ,
* İki gün sonra Bayram telaşı başlayacakkk ....
Ayy ayyy! şimdiden geldiler soldan soldan.......
Hayırlısıyla 2008 'e girebilsek..... Şöyle sakin sakin......
Fazla mı abartıyorum yoksa?

9 Aralık 2007 Pazar

Balmumundan....

Petersburg balmumu heykel sergisini hep Tv ve gazetelerde görmüştüm. Tesadüfen dikkatimi çekti ve hemen içeriye girdim. Kaçırmayın derim! Hatta tekrar gitmeyi bile düşünüyorum. Tarihi oldum olası sevmezdim ama tarihin gelmiş geçmiş en ünlülerinden oluşmuş balmumu heykellerini ve hikayelerini dinlemeden olmazdı doğrusu. Harikaydı. Çok başarılı buldum. İçeride , kısa kısa tarihi bilgiler ve ilginç hikayelerini anlatan cici bir rehber eşliğinde de hepsini inceleme fırsatım oldu. İlgimi çekenleri paylaşmak istedim.
Cumhuriyetimizin Kurucusu , Ulu önderimiz , herşeyimiz.....
Napolyon için , "Kurtarıcı" ve "zalim", "maceraperest" ve "kanun yapıcı", "imparator" ve "kanun kaçağı." İfadeleri kullanılmış.
Boy kompleksi olduğu bilinirmiş. Bu nedenle ayakta durmakaktan çok oturmayı tercih edermiş. Oturduğu zaman , ayağını mutlaka sehpaya uzatarak otururmuş uzun görünsün diye, kolunun altına da yastık koyarak rahat edermiş.
Ve en önemli sözünün de “para para para” olduğu meşhurdur , zaten bilinir..
Leornado da vinci , ünlü ressam , mimar , anatomist , mühendis ve geotmetrici. Gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarımızdan. Zamanın en iyi mimarlarından olan Vinci ‘ye Mimar Sinan’la çalışmak üzerine bir teklif gitmiş ancak o sıralarda başka bir çalışmada yoğunlaşmış olduğundan ne yazık ki buna katılamamış. Zaten resimleri tartışma götürmez, bunun dışında insan vücuduna verdiği önem ve bu konudaki ilk çizimleri yapan sanatçı. Embriyonun anne karnındaki çizimlerini yapanlardan biri. İnsan kadavrasına olan ilgisi yüzünden ve araştırmalarını daha rahat sürdürebilmek için de ,evinin mezarlığa yakın olduğu bilinirmiş. Bu da tüyler ürpertici kısmı aslında….
2. Katerina , 34 yıl Rusyayı tek başına yöneten Çariçedir.
Çariçeliği sırasında hiç evlilik yapmamış ama pek çok aşk yaşadığı bilinmekte... Ayrıca zamanın ilk erkek haremine sahip olduğu ve burada da 100 den fazla erkeğin olduğu söylenir.
Oldukça ilginç.....
Ahmet Abi , sergimizin tamircisi olarak bilinmekte olup , tamamen sergiyi gezen insanları şaşırtmak amacıyla oraya oturtulmuş. Gerçeğe en yakın görünenlerden biri. Hatta ilk görenlerin, şöyle bir eğilip bakmakla kalmayıp “ kolay gelsin abi “ dedikleri bile oluyormuş.
Fuzuli , ünlü divan edebiyatı şairlerindendir. Aşka , duygulara ve ayrılık acısına dair şiirleri olup , hemen her konudaki şikayetlerini dile getirmek üzere de Şikayetnameyi yazmıştır.
Farabi , matematiğe ve anatomiye olan ilgisi ile bilinen Türk İslam düşünürü. İntegral ve türevin babası .
Pek öğrencinin dert yandığı şey ....
Yavuz Sultan Selim , oldukça iri, heybetli ve cesur. Kulağına taktığı küpeyle bilinir. Taktığı küpe o dönemde köleler arasında takılan cinsten olup, kölelerin efendilerine olan bağlılıklarını ifade edermiş. O da kendisini Allah'ın kölesi, kulu olarak gördüğünü söyleyip bu nedenle küpe taktığını dile getirmiş. Valla ne diyim, yakışıyor bazılarına bu küpe :P

6 Aralık 2007 Perşembe

Damla....

Hava nasıl kasvetli, nasıl yağmurlu...... İçim sıkılıyor içim. Yine havanın beni etkilemesine izin verdim. Her damla da yağmurla birlikte......
Neyse.....

5 Aralık 2007 Çarşamba

Sükut-u Hayal....

Ne başlayabildik doğru dürüst
Ne de bitirebildik...
Ne vazgeçebildim bilirsin beni..
Ne de anlatabildim...
Ah ! bu aşk iflah etmez beni..
Onunsa umrumda değil biliyorum..
Zaman sen diyorlar çaresi
Geç de nasıl geçersen geç bildiğin gibi

Ah ! şu gönlüm hiç kimseyi böyle sevmedi
Hiç kimseye böylesine yenilmedi ,
Ne yapsam ne söylesem de değişmedi aman...
Al dedim vur demedim ki..

Ayakta hislerim dilimde düğümler
Söz geçmiyor ki kendime...
Mecalim yok Anlat diyorsun ya..
Bendeki usul kiyameti..
Hani birisi daha çok sever ya
Bizimkisi o misal...
Meğer O vefasız çoktan gitmiş.
Gelde anlat kendine.. gelde anlat ellere..

Ah! şu gönlüm hiç kimseyi böylesine sevmedi
Hiç kimseye böylesine yenilmedi
Ne yapsam ne söylesemde degişmedi aman
Al dedim vur demedim ki..

2 Aralık 2007 Pazar

Y-o-r-g-u-n-l-u-k

Neden hafta sonları daha çok yoruluyoruz ki ?
Bu haftasonunda dinlenebildim ohh bee ! diyen var mı?
Hep bir koşturmaca içindeyiz.
İyi ama nereye koşuyoruz , kovalayan da yok ki...
Zamandan başka !
Parantez içinde söylüyorum
((b-e-n dinlenmek istiyorummmmmm......))
Sahi yaa o nasıl bir şeydi? Tarifini alayım lütfen.....