
Çünkü öyle derin uyurum ki , derinlerden gelen kapının sesini zor duyar , yine de irkilerek uyanırım. Hava hafif kararmıştır , "noluyo yaa , kim bu saatte" diye söylene söylene kapıya giderim. Kapıya gidene kadar , kafamdan binbir çeşit soru geçer . Zaman kavramımı kaybetmişimdir.
Acaba saat kaç ? Sabah mı oldu , akşam mı ? Sabah oldu da , okula mı geç kaldım ? Bu sabah dersim var mıydı ? Varsa hangi sınıfaydı ? Geç kaldıysam , kapıya gelen kim ? Yoksa servis mi geldi ? Sabah olduysa eşim ve oğlum neredeler ? Neden sabahın köründe gittiler ? Beni neden uyandırmadılar ? Ya da neden geç kaldılar ? Neden şimdi başım ağrıyor ? gibi gibi gibi...
Yani , benim için o uykudan uyanıp kendime gelmek öyle zordur ki , anlatamam . Ama herşey kapıya gelene kadardır. Sonra herşey normale döner. Farkederim ki , akşam olmuştur , oğlum gelmiştir , az sonra da babamız gelecektir , ben uyumuş , sersemlemiş ve daha da yorgun olmuşumdur , ev almış başını gidiyordur , yemek yoktur , peki ya , o rüyalar ne anlama geliyordur , uyku yetmemiştir , yarın hasta mı olmalıdır , gerçek bu kadar nettir :)) Yani , anlayacağınız vay halime vaydır ...