Her yılbaşı sofrası hazırlığında " Bu sefer abartmayalım" diye kararlar alırız.Sanki öncesinde yiyemediklerimiz varmış da , o gece her bir çeşidi yemek zorundaymışız gibi. Hem onca şeyi nereye sığdıracaksak ? Ama tamamen açgözlülüğümüzden...
Yemeği , salatası , mezesi , içeceği , tatlısı , pastası , meyvesi ve çerezi derken dünya çeşit yiyecek hazırlanır. Eş , dost , çoluk çocuk keyifli anlar geçirilir. Komaya girme derecesine kadar yenilir , içilir. Yeni yıla şişkinlik ve hazımsızlıkla girilir. Hadi yalan diyin ? :)) Bence diyemezsiniz.
Ancak bu durumda , beni en çok mutlu eden şeylerden birisi ikramlar sonrasında geriye kalanlar . Neden mi? Tembelliğimden tabiki. Çünkü buzdolabını her açtığımda atıştıracak birşeyler bulabiliyorum. "Ne yani başka zamanlarda dolapta atıştıracak birşeyler yok mu? " diye sakın düşünmeyin :)))) Tabikide demek istediğim bu değil . Demek istediğim , birkaç gün yemek yapmak zorunluluğu hissetmiyor oluşum...
Salata çeşitleri ve sadece ısıtılacak yiyeceklerin elimin altında olması hoşuma gidiyor. Ama " Hazıra dağ dayanmaz" diye boşuna dememişler. Aç gözlülük kötü birşey olsa da bu anlamda işime yarıyor. Şimdi aynı dert yeniden başlıyor. Acaba " Yarın ne pişirsem? "...