26 Şubat 2009 Perşembe

Desinler değişemem...

Yok yok yenilenme süreci geçmedi , öyle kolay kolay da geçmez. Beyin hücrelerinin yenilendiğini hiç duydunuz mu ? İşte , kafaya taktığım her şey , hücrelere işlendiği için , zaman zaman bu şekilde vurgunlara neden oluyor , alıştım ben artık. Ve bastırmaya çalıştıkça da , daha baskın hale geldiklerini biliyorum . Böyle bir kaç gün yakıp , yıkıp , ağlatacak sonra yine toparlayacak ama sonuçta hep vuracak...
.
Bazen hepimiz daralıp , nefes alamayacak kadar sıkıntı içine gireriz. Takılıp kalırız bazı şeylere . Düşünürüz, düşünürüz , sorgularız , isyan ederiz , kendimizle kavgalar ederiz , küseriz hayata , çekiliriz köşemize ama yinede çözemeyiz. Bende kendime göre böyle şeyler hissedip , bazen bir adım bile ilerleyemediğimi görüyorum. O zaman daha bir çıkmaza girip yaptığım herşeyden vazgeçiyorum . "Olduğu kadar banane" diyerek...

Belkide herşeyi içimizde biz büyütüyoruz . Duruma uygun kurgular yapıp , gerçektende senaryo öyle yazılmış gibi , buna inanıp , o sahnenin içinde yer alıp rolümüzü oynuyoruz. Ve oyun sonu hep hüsranla bitiyor. Halbuki durup etrafımıza bakınca , bizim büyüttüğümüz , taktığımız şeylerin , hiç de dert olmadığını görüyoruz . Ama buna kendimizi bir inandırabilsek …
.
Bütün bu durumun çıkış noktası , heyecanımı ve bütün enerjimi kaybetmem oldu. Oysaki bazen küçücük bir kıvılcım bile yetiyorken , şimdi o da yok. Yok işte. O yüzden her şey boş gibi geliyor. Yaptığım hiç bir işten zevk almayışım , sadece yapılması gerekliliğinden belkide...
.
Neyse sadece yorumlarınıza cevap vermek amacıyla yazmak istemiştim . Beklediğinizi , alıştığınızı biliyorum , ilginize teşekkür ediyorum . Ama garip olan şu ki , niye karamsarlıklarımızı da içimizden geldiği gibi yazmayalım ki , her zaman mutlu ve umutlu olamayız ki? Hem yazabiliyor olduktan sonra ne önemi var. Üzülsekte , sıkılsakta , ağlasakta , bütün bunlar biz insanlar için doğal duygular değil mi ? Mutlu olabilmek , gülebilmek kadar da , doğal ... Ben de biraz hassas olan gruptayım , hepsi bu. Değişmiyor işte , değiştiremiyorum bazı şeyleri. Arkadaşım hep der ki "Sen üzülmeyi seviyorsun " . Hayır , olur mu hiç öyle şey ? Kim üzülmeyi sever ya da ister ki ? Bakalım bugünkü üzüntü listemizde neler neler mi varmış ? diyeceğiz. Yok artık! Sadece küçük olumsuzluklardan bile etkilenip , üzülecek bir şeyler çıkarabiliyor oluşum benim suçum mu? Pollyanna zıttı bir insanım , ne yapayım yani ? Fazla Pollyanna'cılıkta , bana kendimi saf yerine koyuyormuşum gibi hissettiriyor , sevmiyorum o rolü…
.
Sonuç olarak değişmeyen tek bir gerçek var . O da hayatın acımasız olduğu , hem de her anlamda ...Ve hepimizin takıldığı bir şeyler mutlaka var. Takıntılı mı diyorlar böylesine , deli mi ? Evet sanırım diyorlar. Desinler , değişemem ...

15 yorum:

özii dedi ki...

Çooook uzun olmuşş kusura bakmayınn ama kaç gündür sustum ya içimde kalanlardı bitti :))

denizanasi dedi ki...

arkadaşım ben de bardağın hep boşunu tarafını görenlerdenim. ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. ki şu sıralar ben de pek farklı değilim. dediğim gibi bir süre yaptığın standard şeylerden uzaklaşıp tümüyle başka şeyler yapmak biraz işe yarıyor. en azından bende :)

İlknur dedi ki...

bence çok güzel özetlemişsin:)))bir an kendimi gördüm yazdıklarında.ellerine sağlık.....

SMİLENA dedi ki...

canım ne oldu sana .hafta sonu çok iyidin.dur ben seni sonra arayım.berkem uyanınca.
seni seviyorum.duygusal "eltim" benim...

Amatör Gezgin'in Gezi Notları dedi ki...

Hepimiz zaman zaman bu ruh hallerini yaşadığımız için seni çok iyi anlıyorum. Kimse üzülmeyi sevmez ama hayat da her zaman lay lay lom değil. Bloglarımız zaten istediklerimizi, hissettiklerimizi yazmamız için var. Kim ne derse desin değişme çünkü o zaman sen olamazsın ki zaten...

Cavill dedi ki...

sadece seni çok iyi anladığımı söylemek istiyorum, inşallah çabuk atlatırsın :) sevgiler

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Evet hayat bazen fazlasıyla acımasız. Her ne yaşıyorsan canım umarım biran önce kurtulursun. Hayatın acımasızlığına takılmamak lazım. Çünkü bu sadce acı verir bize. Zaman geçip gidiyor.

Unknown dedi ki...

tamam işte satır satır yazmışsın bitti gitti...
al sana koca bir lustral bir sürü okuyan yanında hem gerçekte hem sanalda insan...
e daha ne ister deli gönül :)

Anne İş'te dedi ki...

Ama hayat böyle bir şey işte!!!!ooooo bak bana kaç gündür;kaç kere dibe vurup vurgun yedim:)))
EEEEEEE ama geçti gitti,sen de biliyorsun geçeceğini ...öyleyse...
Değişme zaten ya....desinler..derler...sen ne diyeceksin???ne derlerse desinler:))))

GeCe dedi ki...

insan zaman zaman böyle oluyor ama ben değişim olabileceği kanaatindeyim eski düşünce yazılarımda da bahsetmiştim ama değişim her zman mümkündür ama biraz çaba gerektirir ancak değişmemek daha kolay tabi. eğer kendine zarar verdiğini düşünüyorsan değişmelisin mesela bu zararın sana etkisini gözünle apaçık görseydin o zaman çok kolay vazgeçerdin. Herkese hep söylüyorum genelde kanser gibi hastalıklar üzüntü ve sıkıntıdan oluyor karamsar insanların başına daha sık geliyor o yüzden boşver gitsin olabildiği kadar herşey

Bursada Moda dedi ki...

Sanki kendimi gördüm yazında.Gerçi mutlaka herkes kendinden bir parça bulmuştur değil mi? İçinden gelerek çok gerçekçi yazılmış bir yazı.Ellerine sağlık...

Meleğin Dünyası dedi ki...

Oluyor zaman zaman böyle herkese...herşeyden bir anlam çıkarıp bunaltıyor hayat hepimizi.Üzme kendini umarım çabuk atarsın sıkıntılarını.

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

hayatın acımasız olduğu lafı çok koydu bana...sanırım şu anki psikolojik durumumdan kaynaklanıyor..

ruhdagı dedi ki...

Dibe vurmadan zirveye çıkılmıyor galiba :)

En azından benim için öyle. Ruh halinin düzelmesini, kıvılcımın çakmasını dilerim :)

Bana e-mail at demişsin ama sen bana hangi siteden mp3 yüklediğini söylesen ben ne yaptığımın farkında değilim galiba. Biraz koca kafalıyım sanırım :(

Sevgiler.

özii dedi ki...

hofff , canım sıkılıyor arkadaşlar yaa...
Hem yazacak çok şey var gibi , hem de hiç bir şey yok gibi. Ne bu şimdi ?