21 Kasım 2011 Pazartesi

Tatsız gidiş...

Artık o istenmeyen an gelmişti. Hayvan barınağından yetkililer gelmiş ve Boncuk gitmişti. Annem o anı görmek istemediğinden evden uzaklaşmış ve bu sorumluluğunu babama yüklemişti. Babam da üzgün bir şekilde Boncuğu yetkililere teslim etmişti etmesine ama derin suçluluk hissetmesine engel olamamıştı. O da tamamen ayrı bir konu zaten. Bu arada özellikle belirtmek isterim ki , babamın o sıralardaki rahatsızlığı bizleri üzdüğünden evde bir kedinin varlığı zor olabilir düşüncesiyle gitme kararı alınmıştı yoksa başka bir sebebi asla yok , olamazda. Peki ya sonra...

Annem beni arayıp ağlamaklı durumu anlattı. Üzüleceğini az çok tahmin ediyordum . Çünkü 2 ay el bebek , gül bebek bakılmış bir yavru nasıl gidebilirdi ? O anda bizim evdede bir kıyamet koptu . " Boncukkkkkkk , hayırrr . Annenemm onu veremezzz , vermesinnn , gidelim alalımm anne nolurrrrr , nolurrr " diye salya sümük durumlar yaşandı. Gerisini tahmin edersiniz artık. Bu şekilde sıkıntılı 2 gün geçti. Anneminde aklı hep onda olduğundan içi rahat etmemiş ve barınağa telefon açarak Boncuğun  durumu hakkında bilgilendirilmek istemişti. Onlarda " Kediniz çok mutlu , çok cana yakın hiçbir problem yok,  aklınız kalmasın " diye söyleyince hafif bir rahatlama olmuş ama bu yeterli gelmemişti.

Sonrasında bu annemin içinde iyice büyümüş büyümüş , gidelim görelim heyecanına dönüşmüş. " Burası nasıl bir ortam , dedikleri gibi rahat mı ? Boncuk gerçekten iyi mi ?  " bilmek istemiş. Gittik ama göremedik. Hatta pek de iyi karşılandığımız söylenemez. Mesai saati bitmeden bitti demeler , göremezsiniz demeler gibi saçma sapan tepkilerle karşılaştık. Çok sinirledik , o sırada araya bayram tatilide girince 3 gün daha kaybettik. Ama annem mutsuz , yemiyor , içmiyor , sürekli yatıyor. Öyle üzgün ki , keşke vermeseydik diyor başka bir şey demiyor. Tatil sonrası hemen gittik bu kezde " hasta dediler , onu ayrı yere ayırdık dediler , isteyen bir aile var dediler " anlayacağınız bin dereden su getirdiler. " En azından görelim " dedik. Yine olmadı ve bir kez daha gitmek zorunda kaldık . Bu kez mecburen bizi yanına götürdüler.

Ve üzülerek söylemek istiyorum ki , hayvan barınağı dedikleri yer , çok kötü bir yer. Oysaki , tamamen farklı bir yer hayal etmiştim. Açıkta , kafes kafes ayrılmış , hayvanların soğuktan korunabileceği bir yeri olmayan , hortumla su tutulan , pislik içinde yüzlerce kedi köpeğin bulunduğu bir yer :( Burada bir süre bekletilip isteyen aileler olursa veriyorlarmış , isteyen olmazsada kısırlaştırıp salıyorlarmış .

Bu üzüntüyle kafeslerin arasında dolaşırken arka tarafta bir kafese geldik. Boncuk oradaydı , bir an çok sevindik ama ....

*devamı yarın......

2 yorum:

Defne Soysal dedi ki...

Ne fenasın ama burda kesilir mi? Boncuk iyi dimi...

özii dedi ki...

Haklısın Defnecim. İyi iyi ;)

Bende filmlerde nasıl oluyorda şak diye kesecek yer buluyorlar diye hep merak ederdim oluyormuş demekki :))))