Yolculukların hiç bitmeyen sıkıntıları vardır. Ya koltuklar rahatsızdır ya klimalar yetersiz. Ya TV'ler  çalışmıyordur ya da yanına çok şişman biri  oturmuştur -ki bir ara bacağımı kaybetmek üzereydim dedim ki "arkada boş koltuklar var isterseniz rahatsız olmayın". Ne kadar kibarim di miii ? Halbuki o hiç rahatsız değildi- ya çenesi çok düşük biri gelir esir muhabbetine tutulursun ya da yerinde durmayan , susmayan çocuklu birileri vardır. Bunun gibi birçok sıkıntı sayılabilir. 
Hangisi tercih sebebidir bilinmez ama bugün her türlüsü var bu otobüste.  Koridorda koşturan çocuklar var mesela. Annelerin sesi çıkmıyor , tehlike bilmiyorlar sanırım.  Arka tarafta da yüksek sesle horlayan bir amca var , hemen önümde güneşten  rahatsız olan ve sürekli  perdeyi  çekiştiren bir abla var.  Bu arada çekişme ikimiz arasında oluyor.  Aynı güneş banada geliyor çünkü.  Sonunda dayanamadım.  " Afedersiniz bir öndeki perdeyi  çekerseniz daha iyi olacak " diyince perde çekişmesi bitti.
Sıkıldım bu yolculuktan.  Garip bir durum ama otobüs yolculuğunu seviyor muyum sevmiyor muyum bilemedim. Bazen özlerim bile , hatta çocukluktan kalma bir alışkanlığım da var.  Yanımda hep atıştırmalık bir şeyler olsun isterim. Pis boğazım ya , durmuyor. Ama susamlı çubuklar , cinler bile can sıkıntımı gidermeye yetmedi. 
Bu kaptanda çok mıy mıy çıktı yaa.  Çoktan gelmemiz gerekiyordu. Ne çok durduk,  belediye otobüsü gibi olduk resmen . Off amann neyse az kaldı inecek varrrr....






