31 Mart 2010 Çarşamba

Sinirlendiğimiz o an var ya ...

Çok sinirlendiğiniz bir an da , yaptığınız en kötü şey ne oldu ? O an hiç bir şeyi düşünmeden sadece sinirlisiniz diye zarar verdiğiniz şeyler olmadı mı ? Elbet olmuştur .
.
Mesela ben , oldukça sakin görünürüm ama " Sakin atın çiftesi pek olur " şeklinde de yorumlamadan geçemem kendimi . Hakikaten çok sabırlıyımdır , yeri gelir tek kelime etmem , susarım hem de sonuna kadar susarım. Ama sinir olduğumu da gerek bakışlarımla , ses tonumdaki vurgularımla gerekse davranışlarımla , tatlı sert mutlaka belli ederim. Hem anlamamak için kör olmaya da gerek yoktur. Üst üste gelen sıkıntılarla baş edemezken , bir de karşımdaki kişinin beni anlamamazlıktan gelmesi , burnunun dikine dikine gitmesi , üstüne üstlük sesini de yükseltmesi , efelenmesi olursaa ... İşte o an sakinlik biter ve yerini şiddetli fırtınaya bırakır. Tanıyamazsın kendini , bir anda eline geçen ne var ne yok parçalamak , kırmak , dökmek istersin. Kontrol etmek istesende , edemezsin çünkü içinde boğulduğun son damladır o . Belki bir anlık fırtınadır, gelir geçer sonra herşey yeniden sakinleşir ama o an olması gereken tek doğru da oymuş gibi gelir sana.

İşte böyle bir anda , hani “ birden gözüm döndü ” deriz , aklımıza ilk gelen sert tepkileri veririz ya , bende merak ettim acaba herkes ben gibi mi yoksa daha değişik gözü dönenlerde var mı , varsa neler yaparlar diye...

Ben mi ? Bir tartışma anında çok ama çok sinirlenmiştim , asla kabullenemeyeceğim emir sözlerini duyduğumda “ yaaa demek öyle ” diyerek odanın kapısını olanca gücümle çarpıp , camın aşağıya inmesine sebep olmuştum. Ama o cam indi ya , içimden de bir şeyler indi , hafiflemiştim bir anda. Her yer cam parçaları olmuş , tuz buz olmuş , umrum bile olmadı . Normal şartlarda böyle bir şeyi ağlayarak toparlardım ama o an hiç eziyet gelmedi sanki daha çok zevk gibiydi. Bunun gibi ufak tefek zarar gören pek çok şey oldu ama en büyüğü buydu...

6 yorum:

Belgin dedi ki...

Gecen gün cok sinirlendigim bir zamanda beni ciddiye almayarak, karsimda pis pis gülen birine elime gecirdigim Elmayi atmistim, elma dagildi, iyi bir nisanci olmadigim icin ona bir sey olmadi. Allahtan meyve tabagini elime gecirmedim, yoksa ücüncü sayfa haberi olarak okurdun beni:)) Anliyorum seni, oluyor bazen, insan kontrolünü kaybedebiliyor. Olmasa daha iyi ama, o anda o sinir bir yerlerden bu sekilde patlak vermezse belki daha kötü seylerde olabilir gibi geliyor bana. Olan elmaya, cama olsun di mi:))

SMİLENA dedi ki...

bizim kapılarda cam olsaydı çoktan kırılırdı yoldaş :)))))

sufi dedi ki...

Öfke ve sinirden; rüzgar güllerinin ürettiği gibi enerji üretme tasarısı gündeme gelse de bari öfkelerimiz işe yarasa değil mi?

Katre dedi ki...

ben de en son çok sinirlendiğimde kumandayı karşı duvara fırlatmıştım. duvarda azıcık bir delik ve parçalara ayrılmış bir kumandamız oldu. sonra eşim duvarı onardı, kumandayıda birleştirdi:))) yakından görüştüğüm bir arkadaşımda genlde eşine sinirlenirdi eskiden. ne kadar tabak varsa mutfakta indirirdi, rahatlardı:))biz kadınlar daha mı siniliyiz nedir:))

özii dedi ki...

** Belgincim elma hafif kalmış :)) ama kafa var işin içinde tabaktan iyidir

**Smilenam ben küçük şeyleri saymadım daha :))

*sufiiicimm işte en yenilenebilir enerji kaynağı o olur :))) keşke..

**Katrecim adamlar biliyor da yapıyorlar tabakları fırlatıp kırmak bile moda değil mi ama :))
Kumanda en zavallısı zaten ne geliyorsa en çok başına geliyor

Ebruli dedi ki...

Özlemcim; ben cok fazla susmam, gerekeni saygılı bir şekilde karşı tarafa aktarırım; alçak bir ses tonuyla, normal bir konuşmayla. Ama karşı taraf hala devam ediyorsa, o ortamdan çıkar giderim. Muhattap olmam yani...

Aslında susmak çözüm değil. Hislerini, söylemek istediklerini mutlaka söylemelisin. "İçine atmak, biriktirmek" inan en kötüsü...