Çocukluğumdan beri , evde pek çok evcil hayvan beslemişizdir. Muhabbet kuşu , kedi , köpek...
Annemin yolda bulup avucunda getirdiği minicik kedi yavrusu ilk Boncuğumuz olmuştu. Tekir cinsi , mavi gözlü çok şekerdi. Mahalledeki çocukların onu birgün kireç kuyusuna atmasıyla son bulmuştu hayatı. Öleceğini anladığı içinde bir daha yanımıza hiç gelmemişti .
Sonra muhabbet kuşumuz oldu , Cingöz. O da yavruydu aldığımızda. Gagasıyla pinpon topuna vurur , peşinden koşturup dururdu. Babamda onunla eğlenmek için "aptal cingöz" derdi. Birgün yine topun peşinden koştururken derinden bir ses geldiğini farketmiştim , sürekli " aptal cingöz , aptal cingöz " diye tekrarlıyordu. Cingöz konuşuyordu. Sonrada bir sürü kelime öğremiştim ona. Sadece erkek kardeşimi kızdırmak için de ona "cimbombom" demeyi öğretmiştim . O koyu fenerbahçeli olduğu için evde sürekli cimbombom diyen bir kuşa odasında katlanmak zorunda kalıyordu. Ne gıcığım değil mi?
Sonra da Sunny'miz oldu. Üzücü bir şekilde ayrılmıştı bizden, geçmiş bir yazımda anlatmıştım. Sonuç olarak , bakımlarıyla çok fazla ilgilememiştik , çünkü günün büyük bir bölümünde okulda oluyorduk. O yüzden ne kadar sorumluluk alabildik bilemiyorum ama yükün her zaman annemde olduğunu çok iyi biliyorum. Yani annem yeri geldiğinde hem Cingöz'ün , hem Boncuğun hemde Sunny 'nin annesi gibi olmuştu. Anneciğimi bu konuda yürekten tebrik ediyorum. Biliyorum hiç kolay değildi ama bizlere de hayvan sevgisini yaşatmıştı.
Şimdi ben böyle birşey yapabilir miyim bilmiyorum ? Çalıştığım için , evde kedi köpek olayı oldukça zor ama bunu mutlaka bizlere daha az ihtiyaç duyacak bir hayvanla telafi etmeliyim diye düşünüyorum. Mesela muhabbet kuşu (-ki o da evde kimse olmadığında küsüyor. Çok iyi hatırlıyorum , konuşmaya çalıştığımda kafasını çevirip arkasını dönüyordu. ) Ya da balık olayına girip eve güzel bir akvaryum mu alsam ? Ama akvaryum da özel bir ilgi istiyor , düşünmekteyim. Ne güzel kaplumbağa ile işi kurtacaktım ama o sevdadan da vazgeçtik.
Durum odur ki ; küçük bey haklı olarak evde bir hayvan beslemek istiyor . Sorumluluk almak istiyor. Herşeyiyle ilgilenirim diyor ama bunun "aslında herşeyiyle sen ilgileneceksin anne" demek olduğunu henüz anlayamıyor. Ben de sürekli olarak " bizim evcil hayvanımız var oğlum , sen benim kuzucuğumsun , aslanımsın , kedi yavrumsun , minik kuşumsun , hamsi baluğumsun " diyerek işi geçiştirip şakaya alıyorum " Yaa anne yaaaa öyle diiiillll " diyerek karşı çıkıyor ve artık köşeye sıkıştım .
Şimdi ise nurtopu gibi bir japonumuz oldu . Adı da "gümüş" oldu. Bakalım kaç gün bizimle kalacak.
Annemin yolda bulup avucunda getirdiği minicik kedi yavrusu ilk Boncuğumuz olmuştu. Tekir cinsi , mavi gözlü çok şekerdi. Mahalledeki çocukların onu birgün kireç kuyusuna atmasıyla son bulmuştu hayatı. Öleceğini anladığı içinde bir daha yanımıza hiç gelmemişti .
Sonra muhabbet kuşumuz oldu , Cingöz. O da yavruydu aldığımızda. Gagasıyla pinpon topuna vurur , peşinden koşturup dururdu. Babamda onunla eğlenmek için "aptal cingöz" derdi. Birgün yine topun peşinden koştururken derinden bir ses geldiğini farketmiştim , sürekli " aptal cingöz , aptal cingöz " diye tekrarlıyordu. Cingöz konuşuyordu. Sonrada bir sürü kelime öğremiştim ona. Sadece erkek kardeşimi kızdırmak için de ona "cimbombom" demeyi öğretmiştim . O koyu fenerbahçeli olduğu için evde sürekli cimbombom diyen bir kuşa odasında katlanmak zorunda kalıyordu. Ne gıcığım değil mi?
Sonra da Sunny'miz oldu. Üzücü bir şekilde ayrılmıştı bizden, geçmiş bir yazımda anlatmıştım. Sonuç olarak , bakımlarıyla çok fazla ilgilememiştik , çünkü günün büyük bir bölümünde okulda oluyorduk. O yüzden ne kadar sorumluluk alabildik bilemiyorum ama yükün her zaman annemde olduğunu çok iyi biliyorum. Yani annem yeri geldiğinde hem Cingöz'ün , hem Boncuğun hemde Sunny 'nin annesi gibi olmuştu. Anneciğimi bu konuda yürekten tebrik ediyorum. Biliyorum hiç kolay değildi ama bizlere de hayvan sevgisini yaşatmıştı.
Şimdi ben böyle birşey yapabilir miyim bilmiyorum ? Çalıştığım için , evde kedi köpek olayı oldukça zor ama bunu mutlaka bizlere daha az ihtiyaç duyacak bir hayvanla telafi etmeliyim diye düşünüyorum. Mesela muhabbet kuşu (-ki o da evde kimse olmadığında küsüyor. Çok iyi hatırlıyorum , konuşmaya çalıştığımda kafasını çevirip arkasını dönüyordu. ) Ya da balık olayına girip eve güzel bir akvaryum mu alsam ? Ama akvaryum da özel bir ilgi istiyor , düşünmekteyim. Ne güzel kaplumbağa ile işi kurtacaktım ama o sevdadan da vazgeçtik.
Durum odur ki ; küçük bey haklı olarak evde bir hayvan beslemek istiyor . Sorumluluk almak istiyor. Herşeyiyle ilgilenirim diyor ama bunun "aslında herşeyiyle sen ilgileneceksin anne" demek olduğunu henüz anlayamıyor. Ben de sürekli olarak " bizim evcil hayvanımız var oğlum , sen benim kuzucuğumsun , aslanımsın , kedi yavrumsun , minik kuşumsun , hamsi baluğumsun " diyerek işi geçiştirip şakaya alıyorum " Yaa anne yaaaa öyle diiiillll " diyerek karşı çıkıyor ve artık köşeye sıkıştım .
Şimdi ise nurtopu gibi bir japonumuz oldu . Adı da "gümüş" oldu. Bakalım kaç gün bizimle kalacak.
9 yorum:
Valla Öziim her sabah kalkıp önce onu doyuruyorum.Bizim ki de Nemo.:))
uzun zaman sizinle olur inşallah..
ama evde olmaları iyie bakımı zor bizdede balık var hala nasıl yaşıyorlar hayretler içerisindeyim :))
Hayırlı uğurlu,uzun ömürlü olsun gümüş:)Kolaylıklar diliyorum sana Özi'cim:)
* İçimden geldiği gibi , Nemo güzel isimmiş.Cinsleri ne ?
*Yaşıyor olmaları ne güzel işte Necla , demekkiş bakım süper ;)
Teşekkür ederim
* Çifte kavrulmuş Banum :))
(Ne güzel oldu yaww )
Teşekkürler canımm
Güle güle büyütün efem:))
* teşekkürler efem , dolaylı yollardan sizinde oldu ama di mi?
allah analı babalı abili büyümesini nasip etsin:)))güle güle bakın:)))
Yorum Gönder