
Arkadaşım beni arayıp "1 saatlik Go oyunu tanıtım programı var yardımcı olur musun ? " dediğinde "Tabiki olurum ama nasıl " dediğimde. "Canlı yayın" der demez bende film koptu. Zaten biraz sıkıntılıydım , kafam sürekli sağlık işleri ile meşguldu. O an canlı yayın konusunu da duyunca boğuluyormuşum gibi hissettim. Olurdu olmazdı derken cesaret edemedim tabiki. Kameraları görünce kalırdım herhalde öylece. Belki de kalmazdım ama deneme çekimi değildi ki bu, nasıl böyle bir riske gireyim. Sonuç olarak sadece izleyici olarak gittim. Bu daha az heyecanlıydı ...
Yayın sırasında davetli başka bir konukla sohbet etme fırsatım oldu. O da yeni kitabının tanıtımını yapacaktı ama stresliydi. Kısacası , zor bu canlı yayın meselesi . Rahat olmak lazım. Tebrik ediyorum böyle insanları...Belkide zamanla alışılıyordur kimbilir? Bunu yenmenin bir yolu var mıdır acaba ? Neyse neyse varsa bile , ben almayayım :)) Çarpıntım filan tutar şimdi ...
2 yorum:
Bir ara radyoda çalışmıştım. İlk gün mikrofon fobim olduğunu fark ettim, ay benim gibi geveze biri konuşacak birşey bulamıyordu:-)
Sanırım korkutan bu anlık birşey işte
Yorum Gönder