10 Ocak 2014 Cuma

Canlı olmasaydı iyiydi...

Bu nasıl bir çekincedir bilemiyorum ama rahat olamıyorum böyle şeylerde. Ne bileyim o an için belki gereksiz ama çok heyecanlanıyorum. Sanki bildiğim herşeyi unutacakmış ya da konuşamayacakmışım gibi hissediyorum. Sesim titreyebilir , kekeyebilirim herşey olabilir. Tekrarı olmadığı için de denemeye cesaret edemiyorum. Halbuki işim gereği insanlarla iç içeyim. Sürekli hitap ediyorum , bir şeyler anlatıyorum ama bu aynı şey değil ki ... 
 
Arkadaşım beni arayıp "1 saatlik Go oyunu tanıtım programı var yardımcı olur musun ? " dediğinde "Tabiki olurum ama nasıl " dediğimde. "Canlı yayın" der  demez bende film koptu. Zaten biraz sıkıntılıydım , kafam sürekli sağlık işleri ile meşguldu. O an canlı yayın konusunu da duyunca boğuluyormuşum gibi hissettim. Olurdu olmazdı derken cesaret edemedim tabiki. Kameraları görünce kalırdım herhalde öylece. Belki de kalmazdım ama deneme çekimi değildi ki bu, nasıl böyle bir riske gireyim. Sonuç olarak sadece izleyici olarak gittim. Bu daha az heyecanlıydı ...
 
Yayın sırasında davetli başka bir konukla sohbet etme fırsatım oldu. O da yeni kitabının tanıtımını yapacaktı ama stresliydi. Kısacası , zor bu canlı yayın meselesi . Rahat olmak lazım. Tebrik ediyorum böyle insanları...Belkide zamanla alışılıyordur kimbilir? Bunu yenmenin bir yolu var mıdır acaba ? Neyse neyse varsa bile , ben almayayım :)) Çarpıntım filan tutar şimdi ...

2 yorum:

Handan dedi ki...

Bir ara radyoda çalışmıştım. İlk gün mikrofon fobim olduğunu fark ettim, ay benim gibi geveze biri konuşacak birşey bulamıyordu:-)

özii dedi ki...

Sanırım korkutan bu anlık birşey işte