Geriye dönüp şöyle bir arşive baktığımda , “yazmak” adına verimsiz bir yıl geçirdiğimi görüyorum. Gerçi yazmadım diyemem , her zaman birşeyler yazdım ama çoğunu yayınlamadım. Çünkü bazen onlar benim çığlıklarım , çizgiyi aşan son noktalarım , üzüntü ve gözyaşlarımdı , onlar benim çaresizliklerim ve anlaşılamayışımdı. Bazen de sevdiklerimin yaşanmışlıklarıydı. Yazdığım ama yayınlayamadığım sonradan baktığımda , önemsiz bulduğum “ne safmışım , neleri de dert etmişim ” diye söylendiğim , kendi kendime güldüğüm yazılarda oldu. Çoğunu sildim gitti ama kayda değer olanları başka bir zaman için beklettim , sadece yanlış anlaşılmasın , bunaltmasın diye.
Biliyorum , paylaşmak güzeldir. Belki yayınlasaydım farklı bakış açılarından , farklı yorumları görmek güzel olabilirdi ama “ Herşey de seni mi buluyor? Neden her zaman bu kadar karamsarsın? Neden herşeyi kendine dert ediyorsun? ” demelerini istemedim. Zaten hassasiyetimi bilen biliyor. Evet , biraz karamsar biri olduğumu , herşeye olumsuz yaklaştığımı söyleyebilirim ama o da sadece fazla hayal kırıklığı yaşamamak için ...
Herkesin hayatında yeteri kadar stres , üzüntü , sıkıntı varken , hiçbir şey çok kolay değilken , birde okuyucuyu daraltmak istemedim...Aslında , bende neler neler okuyorum ama hiç de daralmıyorum. Herhalde bende daraltmıyorumdur...di mi?
Biliyorum , paylaşmak güzeldir. Belki yayınlasaydım farklı bakış açılarından , farklı yorumları görmek güzel olabilirdi ama “ Herşey de seni mi buluyor? Neden her zaman bu kadar karamsarsın? Neden herşeyi kendine dert ediyorsun? ” demelerini istemedim. Zaten hassasiyetimi bilen biliyor. Evet , biraz karamsar biri olduğumu , herşeye olumsuz yaklaştığımı söyleyebilirim ama o da sadece fazla hayal kırıklığı yaşamamak için ...
Herkesin hayatında yeteri kadar stres , üzüntü , sıkıntı varken , hiçbir şey çok kolay değilken , birde okuyucuyu daraltmak istemedim...Aslında , bende neler neler okuyorum ama hiç de daralmıyorum. Herhalde bende daraltmıyorumdur...di mi?
Hepimiz biliyoruz ki , en güzel , en mutlu anlarımızda bile , bizi altüst edebilecek olaylarla her an karşılaşabiliyoruz. Bende bunlardan çok fazla etkilendiğim için aşırı duygusallaşıp , hassaslaşabiliyorum. O zamanda aşırı tepkiler verebiliyorum. Düşünsenize , değmeyeceğini bile bile ne kadar çok şey için boş yere üzüldüğümüzü . Sanki yine üzülmeyecek miyiz ? Yine değmezmiş demeyecek miyiz ? Diyeceğiz ama önce yaşayıp , sonra diyeceğiz. HAYAT BU İŞTE... Acısı , tatlısı , herşeyiyle...O yüzden de hep diyorum ya , anlık yaşamalı , mümkün oldukça herşeyi dert edinmemeli ve belkide düşündüğümüz herşeyi yazmalı ... Bir de diyene bakmalı :)))))
8 yorum:
Aslında biz büyümedik.Çünkü yaşamın tümü, büyüme süreci.Nasıl, büyüdüğümüzü sandığımızda her şey çocukluğumuzdan farklı görünüyorsa yaşamda da yol aldıkça yani gerçekten büyüdükçe(buna uzay yaşı diyeceğim)öyle oluyor.yaşam bir yol;zor bir yol (Biz onun başta yol olduğunu bilmiyoruz ta ki ortasına gelene kadar.).Kafamızı gömüyoruz ve hep bir şeylerle mücadele ederek yaşıyoruz,yürüyoruz.Ama kendimizi görerek.Hep bir yokuş,hep dikenler,hep çukurlar,hep engebeler...Yana yana yürüyoruz.Sonra bir de bakıyoruz ki bir tepeye çıkmışız.Kafamızı kaldırıyoruz.Müthiş bir manzara...Uçsuz bucaksız deniz,gök,ormanlar,martılar,mis gibi bir koku ve bir yorgunluk; ama bir olgunluk pelerini gibi omuzlarımızda ağırlığını hissediyoruz.İşte o zaman tüm yolculuğumuz başka bir türlü görünüyor gözümüze.Üstümüze bir bilgelik çöküyor.Ama yol devam ediyor aşağıya.Daha birçok tepe var.Bence hayatın sırrı o tepede.Ama nedense biz onu tepeye gelince anlıyoruz ve yola çıktığımızda unutuyoruz.Unutmasaydık hayatımız bambaşka olurdu.Ve değişen hayat değil, bakışaçımız olurdu.Çünkü aslında hayatımız onun nasıl olduğundan çok ona nasıl baktığımızdır.
**Canım öyle güzel demişsin ki "hayatımız i onun nasıl olduğundan çok ona nasıl baktığımızdır" diye çok ama çok doğru. Bakmasını bilmiyoruz galiba. Yani bazen göremiyoruz
öziiiim, sen istesen de daraltamazsin bizi. en azindan beni:)
evet icinden konusup, yazmissin bu sene. bizse tahminlerle yetinmek zorunda kalmisiz. al bak sana yeni yil icin yeni bir karar. acısı, tatlısı ve herşeyiyle sen, sen ol. icinden gecenleri döktür dur.
icinde tuttugun icin dönecek karanliklar aydinliga:))
en kutlu, hep mutlu bir yil senin ve sevdiklerinin olsun. seni cooook seviyoruuuuum...
** Ruh pastam , biliyor musun? Aslında sen gerçekten benim ruh pastamdın ama uzak kaldık . Biliyourm hepsi benim yüzümden , spor aşkım bizi ayırdı :))
Bende seni çokk seviyorum ama Asya'yı daha çok... Kıskanmak yok :)))
hemen herkeste var bu gelgitler yalnız değilsin.yazmak iyi geliyor ruha.yazdıkça aslında akıtıyorsun her şeyi.bağırmaktan daha sessiz ama bana göre bir o kadar rahatlatıcı.biz buralardayız.sen bağır biz duyarız:)bu arada celine dion inanılmaz güzel bir seçim olmuş.
sevgilerimle..
** Tşkler Sitare...
Yazmanın ruhuma iyi geldiği kesinlikle tartışılmaz. Her sinirlendiğimde burda alırım soluğu ... sonra yazarım ohh derim :)) ama bide yüzüne söyleyebilsek , gerçi çekinmiyorum çoğu söylüyorum zaten....
Yok yok Özii ben hiç daralmıyorum valla.Daha önceleri dediğim gibi sayısal zekaya sahip yazarlara ihtiyacımız var yazmaya devam edersen ben okurum.bu arada mutlu yıllar :)
** eeh yazıyorum işte bişiler ...
Sen sanıyormusun ki çaylak modundan çıktık? Hala uğraşıyoruz işte. sende yazsana tembellik yapma . Başladın ama öylece bıraktın...
Mutlu yıllar sizlerede...
Yorum Gönder