20 Temmuz 2008 Pazar

Tıkış tıkış...

Bavul toplamak gibi hem çok eğlenceli , hem de iğrenç bir durum var mıdır ? Belki , tatile giderken gülümsemek , dönerken somurtmak gibi, pasta yerken mutlu olup , sonra pişman olmak gibi , bir şeyi çok isteyip , yapamamak gibi ya da çok sevip , sevilmemek gibi durumlar hepsi ama hepsi iğrenç olabilir.

Şimdi ne oldu? Yine dellendim. Mutlu mutlu gidiyordum ya...

Gidiyorum gidiyorum daaa , sorunum bavulumla , bir türlü anlaşamadık. Bana diyor ki ;

- "Yeter daha fazla doldurma !! Yine tıkış tıkış oldum. Giymeyeceğini bildiğin şeyleri ne diye doldurursun bilmem , taşıyamam bak , haberin olsun. "

-" Olur mu canım , ya lazım olursa , o kadar yolu sen istemiyorsun diye , geri mi döneceğim ? Taşırsın taşırsın bişicikler olmaz sana. Sapasağlamsın. Hem hala boş yerlerin var. Ne diye dırdırlanıyorsun ki . O yan ceplere de birkaç parça bir şeyler doldurduk mu tamam . Süs diye koymamışlar sağa sola o cepleri..."

- "Bavul muyum davul muuuu ? Amanın şiştim , imdattttt...."

Dese bile yine de tıka basa doldurdum. Artık söz hakkı yok . Bilirim aslında haklı yanları çok fazla ama çaktırmayın! İşe yarasa da taşıyacak , yaramasa da...
Hem itiraf edin , hangimiz demez ki , YA ! LAZIM OLURSA ???

3 yorum:

Handan dedi ki...

Müfettişlik geçmişimden deneyimle sabittir, bütün bavullar göründüklerinin en az iki katını alabilirler ve muhakkak kapanırlar :D

özii dedi ki...

Valla ne varsa sığdırdım ama evde kalanlar ya lazım olursa :DD

İlknur dedi ki...

İtiraf ediyorum bende aynı bu şekilde davranıyorum.Birde senin gibi evde kalanlar hadi lazım olursa demiyor değilim yani :))