Hep çocuk olmak lazım derim . Hiç bir şey düşünmeden gezmek , yemek , oyun oynamak , çizgi film izlemek doyasıya uyumak isterdim. Belki de bu yüzden çoğu iş ağır gelir . İçimden yapmak bile gelmez. 30 Mayıs 2009 Cumartesi
Çocuk olmak...
Hep çocuk olmak lazım derim . Hiç bir şey düşünmeden gezmek , yemek , oyun oynamak , çizgi film izlemek doyasıya uyumak isterdim. Belki de bu yüzden çoğu iş ağır gelir . İçimden yapmak bile gelmez. 27 Mayıs 2009 Çarşamba
Yoğunun yoğunu...
Okulların son haftası demiştim . Yoğun demiştim. Cidden de çok yoğunum . Öyle ki 5 dk. ayıracak vaktim yok . Yani çıldırmaya az kaldı modundayım. Kimbilir , belki de çıldırdım ben anlamıyorum. Yoksa bu yüzden mi bu kadar sinirliyim ? (Eeeeevetttt.... dedi iç ses)25 Mayıs 2009 Pazartesi
Güle güle SUNNY...
 
 
SENİ SEVİYORUM SUNNY...
22 Mayıs 2009 Cuma
İyi değilim !
Doldum , gerildim , sıkıldım , stres oldum , umutsuz oldum , uykum kaçtı , ofladım , pufladım , peki ya sonuç , kocaman bir sıfır...Yok işte yok olmuyor. Sadece zaman azalıyor ve ben daha kötü oluyorum. Bu son haftalarda tüm yoğunluğuyla hem okul işleri , hem de turnuva işleri sıkışınca ve güzel bir şeylerde olmayınca , hayatta kalma şansımı azaltıyorum sanırım. Nefes alamıyorum ki , gerçekten iyi değilim , ne yazabiliyorum , ne okuyabiliyorum. Baksam , boş boş bakıyorum , kafamda binbir tane düşünce , hiç birşeye konsantrasyon sağlayamıyorum. .
20 Mayıs 2009 Çarşamba
Bi sponsor bulsak...
19 Mayıs 2009 Salı
SAMSUN 'da 19 Mayıs...
 İYİ Kİ DOĞMUŞSUN ATAM , SENİ SEVİYORUZ.
17 Mayıs 2009 Pazar
Peri masalı...
2009 Eurovision Şarkı Yarışması , Hadise ' nin Düm Tek Tek şarkısıyla bize 4. lüğü kazandırdı. Hadise' yi yürekten tebrik ediyorum. Zaten “ ilk 5 'e girebilmekti hayalim ” demişti ve dediği gibi de oldu. Belki çok daha iyi bir derece alabilirdik ama ses kalitesindeki performans düşüklüğü gözle görülür bir fark yarattı. Belki biraz da heyecan vardı , yine de güzel bir başarıydı ...
Gelelim Norveç' e. Şarkı başlar başlamaz , bu ne kadar neşe dolu , ne kadar enerji verici bir parça dedim. Kemanın verdiği hareketlilik o kadar güzeldi ki … Modern Folk dansları eşliğinde çok keyif vericiydi. Alexander Rybak 'da gerek mimikleriyle , ifadesiyle , şarkısıyla o kadar içiçeydi ki , çok sevimliydi ve o andaki tek favorim o oldu. 
Sonuçta bu bir PERİ MASALIYDI ve ben de peri masallarına inandığımdan 1. olur diye düşündüğüm masal gerçek oldu. İşte sözleriyle Fairytale...
Years ago, when I was younger
I kind a liked a girl I knew
She was mine and we were sweethearts
That was then but then it’s true
(Chorus) I’m in love with a fairytale, even though it hurts
‘Cause I don’t care if I loose my mind
I’m already cursed
Every day we start a fighting
Every night we fell in love
No one else could make me sadder
But no one else could lift me high above
I don’t know, what I was doing
When suddenly, we fell apart
Now a days, I cannot find her
But when I do, we’ll get a brand new start
(Chorus) I’m in love with a fairytale, even though it hurts
‘Cause I don’t care, if I loose my mind
I’m already cursed
She’s a fairytale yeah even though it hurts
‘Cause I don’t care, if I loose my mind
I’m already cursed
12 Mayıs 2009 Salı
Elmayı tarçınla...
Şimdi tarçınlı elma desem aklınıza hemen elmalı tarçınlı kurabiye gelecek . Ama bu başka bir şey. Sadece elma ve tarçın yani olduğu gibi , en sade şekliyle ... 11 Mayıs 2009 Pazartesi
Doğum günü diye...
Bugün  Anneciğin  doğum günü . Ben de  fazla duygusal bir olaya girmeden doğum gününü yeniden kutlamak istiyorum. 10 Mayıs 2009 Pazar
Annem Yanımda Olsun...
Canım Annem , bugün Anneler günü ve ben , seni çok seviyorum , yarın doğum günün ben yine seni çok seviyor olacağım , iyi ki varsın , birlikte nice yıllara diyeceğim , ertesi gün sıradan bir gün ama ben yine seni seviyor olacağım , yani diğer bütün günlerde olduğu gibi… Her geçen gün değerini daha çok anlayarak , bende iyi bir anne olmaya çalışacağım. Ne kadar büyümüş olsam da , bende bir “anne” olsam da yanındayken hala çocuk gibi oluşum , sevgine , ilgine muhtaç oluşum , sıcaklığını özleyişim hiç geçmeyecek. Anneciğim seni seviyorum ve yumuşacık yanaklarından sevgiyle öpüyorum , sımsıkı sarılıyorum.
Sadece bugün değil , yarın değil hergün annelerimizle güzel günler geçirmek dileğiyle , tüm annelerimizin , anne adaylarımızın da bu güzel gününü kutluyorum . 
Annedir yüreği , fazla dayanamaz .
Herkes bıksa benden , annem bana doymaz.
Öper , besler beni , unutur kalbinde
Annem burda olsun , bana bişey olmaz
Hergün bakar bana , kusurumu görmez. 
Günler gece olsa , o ışığı sönmez .
Ellerim büyüdü avuçlarında ...
Bi tek annem olsun bana bişey olmazzzz... 
9 Mayıs 2009 Cumartesi
Olmadı , olamadı...
Şimdi Ankara'da olabilirdim. Bütün günümü arkadaşlarımla oyun oynayarak turnuvada geçirebilir , stresimi atabilirdim . Akşam arkadaşlarımla olabilir , kahkahalar atabilir , değişik bir hafta sonu yaşayabilirdim . Ama olmadı , olamadı ... Yine engel koydum kendime , o yüzden de keyfim kaçtı . Yorumlarınıza cevap olarak...
Dostlar kaybedilmemelidir !!!
Birkaç gündür fırtınalar estiriyorum. Yakıp , yıkıp , esip geçiyorum ama kendimden başka kimseyi kırmıyorum. Sadece haksızlıklara tahammül edemiyorum , hazmedemiyorum bazı şeyleri. Belki de o yüzden sürekli gündeme getiriyorum , sıkıntı yaratıyorum. Aklıma takılan her sorun gibi , çözümlensin istiyorum. Belki de çözümlendi ama , ben anlamak istemiyorum. Dedim ya susuyorum . Susuyorum ama içim içimi kemiriyor. İsyan eden , bağırıp , çağıran , iç sesime hakim oluyorum. 6 Mayıs 2009 Çarşamba
4 Mayıs 2009 Pazartesi
Dip not...
Oldukça yoğun ve stresli bir hafta sonu geçirdim. Yoğun derken ev işlerini saymıyorum bile. Onlar zaten hep var ama ben pek sallamıyorum. Bunun dışında kendimi eve kapattım . Üst üste yaptığım sınavların ve ödevlerin okunması , sonuçlarının internete girilmesi (sistem müsade ettiği sürece tabii)ve acilen her öğrencinin ilgi ve yetenekleri göz önünde bulundurularak ,tek tek değerlendirilip, gözlem formlarının doldurulmasıyla geçti.Sınav kağıtlarını okurken de , bana özel bırakılmış dip notlarla karşılaşınca hem gülümsedim , hem de söylendim.
3 Mayıs 2009 Pazar
Sözler gittiği yeri bilir mi?
Neden bazen söylemek istemediğimiz şeyleri dile getiririz ki , bunlar gerçek düşüncelerimiz midir ? Sonradan "ben öyle demek istemedim" demek durumu kurtarır mı ? Yoksa hepsi , birer yanlış anlaşılma mıdır ? Peki , yanlış anlayan mı , yoksa yanlış anlatan mı hatalıdır ? Sözler gittiği yeri bilir mi ? Ya kırdığı şeyleri düzeltebilir mi ? Neden bunun bir dengesi yok ? Birisi üzülürken , diğeri gülmeli mi ? Bilmiyorum. Bilmiyorum . Bilmiyorum.
İşte o yüzden soruyorum ya...
1 Mayıs 2009 Cuma
Biliyor musunuz?
Baktığınız , okuduğunuz bu sayfa , bu ekran var ya , aslında yok. Ben gerçek değilim , insan , hiç değilim . Sadece yönlendirilmiş özel bir bilgisayar programıyım. Konuşurum , dinlerim , düşünürüm , gülerim , ağlarım , yazarım , yardım ederim , severim , üzülürüm , değer veririm , anlarım . Hem de çok iyi anlarım . 



