İlk görev yıllarımdı . O zaman Van 'da bir lisede görev yapıyorum. Kadromuz oldukça kalabalık ...Hepimiz stajyer öğretmeniz . İzmir, İstanbul , Ankara , Bursa gibi büyük şehirlerden gelmişiz ve sanki yıllardır da birbirimizi tanıyor gibi , kısa sürede kenetlenmişiz , aynı üniversite ortamı gibi...Şen şakrak. Sonuçta doğudayız , terörün en yoğun dönemlerinde ailelerimizden uzakta sadece birbirimiz için varız.
Ama Van , diğer yerlere göre nispeten daha sakin. Turistik çok güzel bir yer... Hatta göl canavarının da meşhur olduğu dönemlere denk gelir...Bizde o sırada Van gölünde tekne gezileri filan yapardık ama şahsiyeti hiç göremedik. Balon haber tabii . Maksat ilgi odağı olsun. Turist gelsin filan ...
Her hafta sonu gidilen geziler , piknikler , mangal partilerinin de haddi hesabı yoktu . Gölün hemen yanında , tam Süphan dağının karlı tepesi karşında , arkadaşımızın bir evi vardı . Onun bahçesinde karlar üstünde bile , mangal yakmışlığımız vardır. Ama ne güzel anlardı . Şimdi yeniden hadi deseler , aynı kişilerle , aynı anları yaşamak için , kesinlikle geri dönerdim... Neyse , aslında konuyu getirmek istediğim yer , bir fıkraya bağlanacaktı. Anılara daldım , bağlantıyı kaçırdım, biraz fazla uzattım.
.
Okuldayken ders zilini duymamış gibi yapıp , 2-3 dk. daha gecikme hakkımızı kullanmaya çalışan biz stajyerler , Baş Müdür yardımcımız tarafından bazen , tatlı sert uyarılırdık. Çok babacan bir hocaydı , Nazım Hoca. Kulakları çınlasın ...Gelirdi öğretmenler odasına , ortada durup , " Ben hopimi demişem arkadaşlar " derdi . Çatık kaşları arasından , hafifçe gülümseyerek...Bİzde tırıs tırıs sınıflarımıza giderdik. Anlamazdık ne demek olduğunu ama gitmemiz gerektiğini anlayabiliyorduk.
Sonradan anlattı da , aramızda güzel bi espri konusu olmuştu . Fıkra aynen şöyle ;
Lazın biri , bir otobüste muavinlik yapıyormuş. Otobüsün de , çok tehlikeli , daracık , bir yoldan , geri dönmesi gerekiyormuş . Viraj çok keskin , uçurumsa derin. Neyse şoför , muavine demiş ki '' sen şimdu aşağuya ineysun otobüsün arkasına geceysun , bana cel cel cel diysun , tekerlek ucurumin çenarına celince de " hooop !! " diysun demiş. Muavin , dediği gibi inmiş ve başlamış : cel cel cel hoooop , cel cel cel hoooopp , hoooooop derken de , sesi o kadar kısık çıkmış ki şoför duymamış tabii ve uçurumdan aşağıyaaa uçmuş .
Muavin de uçan otobüsün arkasından bakakalmış . Sonrasında kendini rahatlatacak ya! Demiş ki : Amaaannn , ben hoopimi demişem :))
8 yorum:
laz işte naparsın:)
:D
valla ne diyeyim şimdi :)vicdan azabı çekmemek için güzel bağlamış olayı..
valla şu laz fıkraları pek bi güzel oluyor...sen bizi güldürdün Allah da seni güldürsün inşallah hemi...
Lazlar sakın alınmasın haaa... Benim de laz arkadaşlarım ama muavin değiler :P
yok yok sanmam alınmazlar onların kocaman yürekleri var...benimde laz tanıdığım var durmadan laz fıkraları anlatır hep güldürür bizi...
Marhabalar, ziyaretin ve yorumun için çok teşekkür ederim.
bende seni listeme ekledim, takipteyim.
Sevgiler.
Canım lahmacun gibi yerlerdeyim şu an
çok tatlısın
Yorum Gönder